VASİYETİMDİR
"HAKK YOLUNUN YOLCUSUNU HAZRET-İ ALLAH SEÇER VE TAYİN EDER.
BUNUN İÇİNDİR Kİ, NE ERKEKTEN NE DE KADINLARDAN HİÇ KİMSEYİ BIRAKMIŞ DEĞİLİM.
ESAS BUDUR."
"SİZE KİTAPLARI BIRAKIYORUM.
BU İLÂHÎ BİR NÛR'DUR. EMANET-İ İLÂHİYE'DİR."
"Sûret-i Hakk'tan görünerek, şerliler -onlar koyun postuna bürünen kurtlardır-,
her ne suretle olursa olsun Hakikat Vakfı'mızın binalarını ve gerek vakfa âit mallarını,
kira veya hayıra kullanmak amacıyla isterlerse kim olursa olsun vermeyin.
Verirseniz emanete hıyanetlik etmiş olursunuz. Hâinler felâh bulmaz.
Allah-u Teâlâ'nın, Resulullah'ın ve meleklerin lâneti verenin üzerinde olsun.
Allah'ım senin nûrunu söndürmek isteyenleri sen söndür. Zira onların gayesi İlâhî nûru söndürmektir."
•
Niyet-i hâlisa ile sırf rızâ-i Bâri için çalışanlara,
Allah-u Teâlâ dünya saâdetini ahiret selâmetini lütfetsin.
Dünyada da âhirette de lütuf birlik ve beraberliğinden ayırmasın.
•
Hâinlik yapanları Allah-u Teâlâ bizden uzaklaştırsın.
Bu kapı Allah kapısıdır.
Hiçbir kapıya hiçbir yola benzemez.
•
Niyet-i hâlisa sahibi olanlar, hiçbir şeye tenezzül etmezler.
Hâin olanlar, hiçbir ölçü hiçbir sınır tanımazlar.
Kâlpleri mühürlendiği için, gözleri hiçbir şeyi görmez.
•
Bize göre yol kesilmiştir.
Hazret-i Mehdi'yi gözleyin. O niyette olun, o niyetle ölün.
Çıkacak sahte mürşidlere, müridlere aldanmayın.
İyi bilin ki âhirette hiçbir sahibiniz olmaz.
Yolun haricine çıkan bizden değildir.
•
Bir idareci ancak kendi mıntıkasının idarecisidir.
Seçilecek kimse; ihlâslı, çalışkan, fedakâr olacak.
Her mıntıka kendi idarecisini, idareci de kendi iki yardımcısını seçecek.
Bir idareci diğer idareciye karışmaya sahib-i salâhiyet değildir.
Şu kadar var ki: Her memleketin idarecisi de vakfa bağlıdır. Direktifini vakıftan alır.
•
Bu yol cihad yoludur.
Vakfın idaresini ihlâs ile düşünen bizdendir, biz de onu düşünürüz. Allah-u Teâlâ dilediği kadar destek verir.
Kendi menfaat ve çıkarının peşinde koşan vakfı düşünemez,
biz de onu düşünmeyiz, bizden de saymayız.
•
Bu gibileri hiçbir zaman idareci mevkiine getirmeyin.
Zira, bütün icraatları kendi menfaatine çevirir.
Bu yol Allah yoludur.
Bu kapıya ancak rızâ-i Bâri yolunda çalışan fayda verir.
Burayı ve buranın işlerini
Hazret-i Allah'a emanet ediyorum.
•
Çalışırken takvâ yolunu seçin.
Takvâ Hakk'a yöneltir,
Diğer yollar halka yöneltir.
•
Talebe az olsun, öz olsun.
Aç duralım, avuç açmayalım.
Süsü lüksü içimize sokmayalım.
•
İyi olan verir, almaz.
Kötü ise, menfaat için çalışır, o da bize yaramaz.
•
Kimseden istemeyin, geleni reddetmeyin.
Başka kuruluşlardan geleni ise, kabul etmeyin.
•
Dünya hayatı ve israf yolunda olanlara vazife vermeyin.
İhlâsı yaşayanları seçin.
Zira yarın, sizi borçlu çıkarır.
İhlâslısını seçin, velev yaptığı iş az olsa da.
•
Sert, ters, şahsiyet ve enâniyet güdenlerden çekinin.
Zira onlar parçalayıcıdır, ileride bölücülük yapabilirler.
•
Her doğan ölür. Her gelen gider. Her yeni eskir.
Dünya bir sahnedir;
bugün benim, yarın senin.
•
Kimde tecellî edeceğini ancak O bilir.
Emanetini dilediğine ihsan eder.
Her kim gönlünde bunlardan mâdâsını yaşatırsa,
kendi dalâletine delâlet eder.
Dâvâda dâvâyı bırakalım.
Kendisini beğeneni Hakk'ın beğenmeyeceğini bilmiş olalım.
Hep istemeyene verilmiştir.
•
Bu yol vesilesi ile
Hakk Teâlâ'nın ihsan ettiği nimetinin kıymetini bilin
ve şaşkınlık geçirip sağa sola dağılmayın.
•
Hazret-i Allah'ın bütün sevdiklerini sevin ve duâlarını alın.
Fakirleri muhakkak okşayın.
•
Cenazenin arkasında feryat ile ağlamak
Hadis-i şerif ile men edilmiştir.
Bu sebeple, biz âhirete gittiğimizde bizim için üzülmeyin.
Ölümün mahlûku Hâlik'ına ulaştıran en güzel bir vasıta
olduğunu düşünün.
•
Cenaze yıkama işleri en sevdiğimiz yakın ihvanlarca yürütülsün.
Cenaze idare şekli de en itimat ettiklerimizce yapılsın.
•
İçimden öyle geldi ki;
Cenâb-ı Hakk nasib ederse, lütuf ve ihsanda bulunursa
muhabbetle selâm verenden dahi geçmeyiz.
Sevdiklerimizi Hazret-i Allah'a emanet ederiz,
sevmeyenleri Hazret-i Allah'a havale ederiz.
Bunu âdeta kabrimizin başına koyun...
Scroll