Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri'nin Kabr-i şerif'leri Adapazarı Erenler mezarlığındadır.
Bu kabr-i şerif Allah-u Teâlâ'nın sevgisine mazhar olmuş büyük bir Evliyâullah Hazeratı'nın mübarek naaşına ev sahipliği yaptığı gibi, Allah-u Teâlâ'ya yakınlık makamının feyzinden ve bereketinden nasipdar olmak isteyen binlerce müslümanın da ziyaretgâhı olmuştur.
Bu kabr-i şerif'in tezyininde yüzlerce yıldır unutulmuş, tekrar yapılması mümkün olmamış, çiniciliğin en müstesna eserleri kullanılmıştır. Benzerleri Bursa'daki Yeşil Türbe'de mevcuttur.
Bu mübarek kabr-i şerif'in inşâ kitâbesinde şunlar yazılıdır:
"Bu nûrlu türbe-i şerîf; Nûr'u göz kamaştıran en büyük velî, Zâtî tecellî'nin zuhûr yeri, Hakîkat'i neşreden, fitne ve fesâdı söndüren, İslâm'ın ve Müslümanların rehberi, dinden dönen ve inkârında ısrâr edenlerin kahredicisi, Hakk'ın, milletin ve dînin desteği, Velîlerin Hâtem'i, takvâ sâhiplerinin önderi, es-Seyyid eş-Şeyh Muharrem oğlu Ömer Öngüt'e âittir.
-Allah ona rahmet ve rızâsını lütfetsin ve onu Firdevs cennetlerinin en yükseğine yerleştirsin!-
Tamamlanışı: Hicrî 1431, Milâdî 2010."
•
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmaktadırlar:
"Allah-u Teâlâ toprağa peygamberlerini çürütmesini haram etmiştir." (İbn-i Mâce, Ahmed bin Hanbel, Nesâi)
Peygamberlerin ve onların vekillerinin naaşları Allah tarafından korunmaktadır. Niçin? Nur oldukları için.
•
Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri'nin metfun bulunduğu Kabr-i şerif'lerinin adres ve konum bilgilerini arzediyoruz: Bağlar, 7051. Sk. No:43, 54200 Sakarya 1. Organize Sanayi Bölgesi Erenler / Sakarya
Kabirleri haftada bir gün, perşembe öğleden sonra, cuma ve cumartesi günleri gidip ziyaret etmek erkekler için menduptur.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:
"Bir kimse ebeveyninin veya onlardan birisinin cuma günü kabrini ziyaret ederek Yâsin-i şerif okursa, küçük günahları affedilir." (Münâvî)
"Kabirleri ziyaret ediniz. Zira ahireti hatırınıza getirir." (İbn-i Mâce)
"Dünyada garip yahut yolcu gibi ol! Nefsini ehl-i kuburdan say!" (Tirmizî)
Hadis-i şerif'lerde kabristana uğrayan bir kimse Yâsin-i şerif veya on bir İhlâs-ı Şerif okuyup sevabını ölenlere bağışlayacak olursa, Allah-u Teâlâ'nın onlara kolaylık vereceği, okuyanlara da ölüler sayısınca sevap ihsan buyuracağı beyan buyurulmuştur.
Kabristana varınca selâm vermelidir.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz kabristana vardıklarında şöyle buyururlardı:
"Ey müminler yurdunun sakinleri! Allah'ın selâmı üzerinize olsun. İnşaallah biz de sizlere katılacağız." (Ebu Dâvud)
Enes -radiyallahu anh-den rivayete göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Miraca çıktığım gece Musa (Aleyhisselâm)ın yanından geçtim. O kabrinde namaza durmuştu." (Müslim)
Abdullah bin Abbas -radiyallahu anhüma-dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in sahabilerinden birisi çadırını bir kabrin üstüne kurdu. Oranın kabir olduğu bilinmiyordu. Sahabi baktı ki içinde bir insan Tebâreke sûresini sonuna kadar okuyor.
Resulullah'a -sallallahu aleyhi ve sellem- gelip ona durumu anlattı. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:
"O koruyucudur, insanı kabir azabından kurtarır." buyurdu." (Tirmizî)
Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Ben kendimi cennette gördüm. Orada bir adamın Kur'an okuduğunu işittim. 'Kimdir bu?' dedim. 'Hârise bin Numandır.' dediler. İşte hayırlı insan böyledir, böyledir, böyledir." (Beyhâki)
Âişe -radiyallahu anh-den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:
"Yâ Resulellah! Ölülere ne diyeyim?" dedim. Buyurdu ki:
"Şöyle de: 'Ey müslüman kabristanlılar, size selâm olsun. Allah bizden öncekileri de sonrakileri de affetsin. İnşaallah biz de size kavuşacağız.'" (Müslim)
Ölüm bir yok oluş değil, bilâkis gerçek âleme intikaldir. İmanı sureta olanlar bu hakikati dili ile söylese bile hakikatini bilmedikleri ve görmedikleri için kabir alimine intikal edenlere toprak olmuş nazarı ile bakarlar.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde:
"Öldükten sonra da hayatta olduğum gibi bilirim ve anlarım." (Deylemi)
"Ölülerinizi sâlih insanların civarına defnediniz. Zira diriler fena komşudan eziyet gördükleri gibi, ölüler de fenaların karşılıklı konuşmalarından rahatsız olurlar." buyurmaktadırlar. (C. Sağir)
Orada konuşuluyor, görüşülüyor, serbest olanlar çıkıyor, gidiyor, geliyor.
Nitekim münafıkların ve kâfirlerin kabirdeki durumu Âyet-i kerime'lerde şöyle haber veriliyor:
"Onlar (kabirlerinde kıyamet gününe kadar) sabah-akşam ateşe sunulurlar." (Mümin: 46)
•
Kabir alemine intikal eden büyük zâtların Allah-u Teâlâ'nın izni ve emri ile dünyadakilere yardım etmeleri ve tasarruflarına gelince;
Bedir Harbi'nde Allah-u Teâlâ yardıma meleklerini göndermişti. Bizzat melekler de savaştılar. İstanbul'un fethinde, Çanakkale Harbi'nde, Kıbrıs Harbi'nde ve daha pek çok harpte velilerin, şehidlerin yardım ettiklerine dair pek çok yaşanmış hadise vardır. O halde Allah-u Teâlâ'nın zâtına seçtiği ve yaklaştırdığı evliyaullah hazerâtının tasarrufuna niçin inanmıyorsunuz?
Seyyid-i Kâinat Sebeb-i Mevcudât (s.a.v) Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:
"Mümin-i kâmil olanlar, Allah katında bazı meleklerden de efdaldır." (Münâvî)
•
Kabir ve türbe düşmanlığı Vehhabilerin mirasıdır. Vehhabiler Mekke ve Medine'yi ele geçirince Ashâb-ı kiram'a ait bütün türbe ve kabirleri yıkıp yok ettiler. Bugün bu kabirlerin üzerinde isimleri dahi yoktur. Mekke ve Medine'ye giden hacıların Ashâb-ı kiram'ın metfun bulunduğu kabristanları ziyaret etmesini Vehhabî Suud yasaklamıştır.