Bütün işlerini tam bir intizam içinde yapar, vaktini hiç israf etmezdi. Namaz vakitleri, zikrullah, tesbih ve tehlil zamanları, istirahat zamanları, misafirlerini ve ziyaretçilerini kabul zamanları hep belirli idi.
Bütün iş ve icraatlarda, ibadet ve taatlerde numune idiler.
Emir yerine ricâ kullanırlardı.
"Bu yol gönül yoludur, hâl ile terbiye olunur. Söz olursa ricâ ile olur, emir olursa kaba kalır. Çünkü yolumuz nezafet yolu, mahviyet yoludur. Allah yolunda emir ancak ricâ ile olur. Emrin yapamayacağını ricâ yapar." buyururlardı.
Aynı zamanda etraflarına çok büyük bir disiplin hâkimdi. Her ihvanı bu disiplini, bu ilâhî haşyeti hisseder ve riayet ederdi.
Zira:
"Mümin-i kâmil'in ferasetinden sakınınız. Çünkü o Azîz ve Celîl olan Allah'ın nuru ile bakar." (Tirmizî)
Hadis-i şerif'inin tecelliyatına tam mazhar büyük bir Mürşid-i kâmil idi.
Her şeyde sadeliği tercih ederlerdi, süsten ve lüksten hoşlanmazlardı.
"Sadelik en güzel nezafettir, tevâzuya meyletmektir, süs ise kibre vesile olur." buyururlardı.
Temizliği, nezafeti severlerdi. Elbisesine ve temizliğine son derece itina gösterirlerdi. Sakallarını tarar, güzel kokular kullanırlardı.
"İnsanın; içi, dışı, işi, dişi temiz olacak." buyururlardı.
"Nezih ve temiz olan İslâm dini'ni kimsenin pis göstermeye hakkı yok" derdi.
Bu nedenle giyime kuşama çok önem gösterirler, bir müslümanın buna çok dikkat etmesi gerektiğini vurgular, hatta sakallı bir müslüman ise daha fazla dikkat etmesi gerektiğini her zaman söylerlerdi.
Kendileri de bu konuda eşsiz bir numune idi.
Dışarı giderken takım elbise giyerdi, üzerine pardösü alırdı. Cemaat içine çıkarken beyaz veya krem renkli cübbelerini giyerlerdi.
Bu husustaki bazı beyanları şöyleydi:
"Çorabınızdan başınızdaki takkeye kadar giyiminize çok dikkat edeceksiniz. Elbise, gömlek, kazak, çorap... Ya renkleri birbirine mutabık olacak veya zıt olacak. Giyeceği elbisenin rengi, deseni mevsime uygun olacak.
İhvan her hâl ve hareketi ile numune olacak. Attığı her adımda, yediği yemekte, giydiği elbisede, her hususta..."
"Bu takke tertemiz değil mi? Fakat hayır diyorum, biraz kirlenmiş diyorum, bunu değiştirirsem daha iyi olur diyorum.
Cenâb-ı Hakk Âyet-i kerime'sinde:
"(Resul'üm)! Elbiseni temiz tut!" buyuruyor. (Müddessir: 4)
Çok ince bir husus. Elbisesini temiz tutmakla emrolunmasında; içi temizlemekten, dışı temizlemeye geçiş vardır. Çünkü içini temizleyen kişi, pisliklerden kaçınır. Din temizlik üzerine kurulmuştur."
Sünnet-i seniyye'ye son derece bağlıydılar.