Dünyaya TeşrifleriDünyaya Teşrifleri

Ömer Öngüt -ks- Hayat-ı Saadetleri

Dünyaya Teşrifleri

Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri 1927 yılında Balkanların en güzel bir İslâm beldesi olan Yenipazar şehrinde bir pazartesi günü dünyaya teşrif etmişlerdir.

Dünyanın dinsizlik girdabına düştüğü, ihtilallerin, harplerin, hastalıkların, ekonomik zorlukların, türlü fitnelerin insanlığı kasıp kavurduğu bir devirde Allah-u Teâlâ hikmet tahtında böyle büyük bir Zât-ı âli'nin dünyaya teşrifini takdir buyurmuştur.

Dünyaya teşrif ettiklerinde harikulâde haller zuhur etmiş ve Evliyaullah Hazerâtı da büyük bir zâtın dünyaya geleceğini ve doğumunu etraflarına haber verip müjdelemişlerdir.

 

Balkanlarda Nadide Bir İslâm Beldesi: Yenipazar (Novi Pazar)

Daha evvel de arzedildiği üzere Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri'nin büyük dedeleri Medine-i münevvere'li Şeyh Ahmed -kuddise sırruh- Hazretleri Osmanlı devrinde iki yıllığına geçici olarak Bosna Eyaletine gönderilmiş, dönüş yolunda eyalete bağlı Yenipazar şehrinde vefat etmiştir. Bunun üzerine ailesi Yenipazar'a yerleşmiştir. Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri de burada dünyaya teşrif etmişlerdir.

Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri'nin dünyaya teşrif ettikleri "Yenipazar" şehri, Osmanlı Devri'ndeki Yenipazar Sancağı'na ismini veren müstesna bir İslâm beldesidir. Bölge, "Sancak" adını, Osmanlı Devleti'nin buradaki Novi Pazar (Yeni Pazar) Sancağı'ndan almıştır.

Yenipazar Osmanlı'ya bağlı kalmış Balkanlardaki son sancaktır. Diğer bir ifade ile Yenipazar Balkanlar'da Osmanlı'nın elinden çıkan son topraktır.

Nüfusunun büyük çoğunluğunu Boşnakların oluşturduğu, Osmanlı'ya ve İslâm'a son derece bağlı bir halkın yaşadığı bu bölge Bosna ve Kosova arasındadır. Ancak federal bir yapıya sahip olan eski Yugoslavya devrinde Bosna'nın Kosova ve Batı Trakya ile bağlantısını koparmak için Sancak toprakları Sırbistan Sosyalist Cumhuriyeti ile Karadağ Sosyalist Cumhuriyeti arasında pay edilmiş ve Sancak'ın bütünlüğü idari anlamda ortadan kaldırılmıştır. Sırbistan-Karadağ'ın 2006'da ayrılmasıyla ise daha önce idari anlamda bölünmüş olan Sancak bölgesi, bu kez devlet sınırıyla da ikiye ayrılmıştır.

Sancak bölgesi, bugün Sırbistan'ın güneybatısı ile Karadağ'ın kuzeydoğusunu kapsıyor. Sırbistan sınırları içinde kalan Yenipazar, Sancak bölgesinin en büyük şehri ve merkezidir. Kosova sınırına çok yakındır.

Bu beldeyi Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri şöyle tarif etmişlerdir:

"Annem Yugoslavya'da iken peçe ile gezerdi. Bir zamanlar Medine-i münevvere'den sonra bu memleketi sayarlarmış. Ramazan-ı şerif'te yedi yaşındaki çocuk oruç tutardı, çünkü tutmayan hiç kimse yoktu. Zaten dükkânlar da ancak akşamüstü açılırdı."

Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri ve ailesi seneler önce Türkiye'ye yerleşmiş oldukları halde Yenipazar'da dedeleri ve ailesi bilinmekte ve hayırla, hayranlıkla ve sitayişle anılmaktadır.

 

Doğdukları Gece Yaşanan Zuhurat:

Doğduğu gece olan hadisatı yakın akrabası Nafiye Hanım bizzat görenlerden dinlemişler ve duyduklarını şöyle nakletmişlerdi:

"Büyüklerden dinledim; Ömer Efendi'nin doğduğu gece evinden büyük bir nur çıkmış, eviyle gökyüzü arasında nur bağlantısının oluştuğunu görmüşler, bunun üzerine; "Bu doğan çocuk ileride büyük bir zât olacak!" demişler."

Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri'nin çocukluk yıllarına ait bir hatırayı da ablası Remziye Hanım, anneleri Çelebiye Hanımefendi'den nakille şöyle anlatmıştı:

"Annem, Hacı Efendi'nin çocukluğundan bahsederken; 'Geceleri uyanıp kalktığımda ne zaman Ömer'in yanına gidip baksam Ömer'i yatağında secde eder vaziyette uyurken bulurdum. Bütün çocukluğu böyleydi!' dedi."

 

Evliyaullah Hazerâtı'nın Bu Kutlu Doğumu Haber Vermesi:

Şeyh Şerafeddin -kuddise sırruh- Hazretleri'nin müridi olan Hacı Fatma Nine Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri doğduğu zaman, 1927 yılında bir mübarek gecede Şeyh Şerafeddin -kuddise sırruh- Hazretleri'nin yakınlarıyla toplandığını ve; "Bu gece çok ulu bir zât dünyaya teşrif etti. Biz onu göremeyiz amma kızım Fâtıma görecek." buyurduğunu ve o Pazartesi sabahı birkaç tane kurban kestiğini, bütün ulu ağaçların sevinç gözyaşı dökerek secdeye kapandıklarını haber verdiğini nakletmiştir.

Fatma Nine bir beyanında da bu hususu şöyle anlatmıştır:

"Onun doğduğu gece benim şeyhim: 'Bu gece zikirler yapılsın, kurbanlar kesilsin, büyük bir evliyâ dünyaya geldi.' diye haber verdi. 'Kızım Fâtıma! Sen onu kırk yaşında Mekke'de göreceksin, bir kez de evine ziyarete gelecek.' dedi. Ben sevinçten ateşteki yumurtaları elim ile karıştırmışım. Şeyhime söylemişler. 'Onun içindeki Allah ateşinden dışı yanmaz!' buyurmuş."

Şeyh Şerafeddin -kuddise sırruh- Hazretleri Rus zulmünden kaçarak Kafkasya'dan aile efradı ile beraber genç yaşında Türkiye'ye hicret etmiş büyük bir Zât-ı âli idi. Şeyh Şerafeddin -kuddise sırruh- Hazretleri'nin müridi olan "Hacı Fatma Nine", yaşamış olduğu Pamukova'da çevre halkı tarafından çok sevilen, ziyaretçilerinin çokluğu ile bilinip tanınmış bir kimse idi. Ve Şeyh Şerafeddin -kuddise sırruh- Hazretleri'nin bu haberinden elli beş sene sonra 1982 Haziran'ında Fatma Nine yaklaşık 110 yaşında iken bu buluşma gerçekleşmiş, Hacı Fatma Nine senelerdir bu anı beklediğini, Şeyh Şerafeddin -kuddise sırruh- Hazretleri'nin bu ziyaretten önce gece mânen: "Kızım sana bahsettiğim zât üç gün sonra ziyaretine gelecek." diye haber verdiğini anlatmıştır.

Fatma Nine; "Şeyhim bana göreceksin dedi ama nereden bileyim elli beş sene sonra göreceğimi. Yüz on yaşına geldim." buyurmuştur.

Fatma Nine vefat etmeden önce birkaç defa daha görüşmeleri gerçekleşmiştir.

Hacı Fatma Nine bu Zât-ı âli'nin Allah katındaki değeri hakkında birçok ifşaatta bulunmuştur.


Önceki Sonraki