• Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimize tam vâris olanlar, onun kademi üzerinde bulunurlar, onun hâlâtını yaşayanlar onun vârisidirler.
• Yüz senede bir gönderilenler.
Mürşid-i kâmiller ulül-azm peygamberin hâlâtını üzerinde taşırlar. Hangi peygamber olduğunu ancak Allah-u Teâlâ bilir. Kimi veliye Musa Aleyhisselâm’ın hâlâtını, kimi veliye İsa Aleyhisselâm’ın hâlâtını vermiştir. O peygamberin ibtilâsı da aynen ona geçer. Bu gizlidir, kimse bilmez, kimse görmez. Bunlar Allah-u Teâlâ’nın has kullarıdır.
• Fenâfillâh’a ermiş diğer veliler ise nebi olan peygamberin nebilik hâlâtını üzerinde taşırlar.
Bu üç zümre âli kısma ayrılmış olanlardır.
Ulül-azm peygamberlere ayrı ruh verilmiş, diğer peygamberlere ayrı ruh verilmiş, velilere, âlimlere hep ayrı ruh verilmiştir. Her biri kendi ruhunun kuvvetiyle, ezelî takdirdeki kuvvet nisbetinde hareket ederler.
• Kibâr-ı evliyâullah nasıl olur? Allah-u Teâlâ’ya karşı göstereceği nezaket, saygı ve sevgi nisbetinde olur. Bu da çok gizli bir hâldir. Onlar hiçbir zaman büyüklük taslamazlar, keramet izharı düşünmezler. Hakk’ta fânî olmuşlardır, Hazret-i Allah ile övünürler. Bunlar Hazret-i Allah ile gizli irtibat sahibi olanlardır.