Tasavvuf'un Aslı, Hakikat ve Marifetullah İncileri

Kalplerin Anahtarı Külliyatı

Tasavvuf'un Aslı, Hakikat ve Marifetullah İncileri

8- Zikir


Zikrin mânâsı, Allah-u Teâlâ’nın yüceliğini meth-ü senâ etmek maksadı ile dilden ve gönülden gelen güzel kelimelerle anmak demektir.

Mâsivayı kalpten çıkarmak, Hakk’ın zikrini kalbe yerleştirmek, O’ndan bir an gafil olmamaktır.

Zikir dinimizin emri, imanın alâmeti, ibadetlerin beyni, aklın nuru, kalbin cilâsı, ruhun hayatı, gönlümüzün miracı ve her derdin ilacıdır.

Bir Hadis-i şerif’te:

“Zikrullah kalplerin şifâsıdır.” buyuruluyor. (Münâvî)

Zikir nurdur, zikrullahla meşgul olanın içi nurlanır. İç nurlanınca hikmet husule gelir.

Zikrullah, kulu gafletten koruyan mânevî bir zırhtır.

Her ibadetin belli bir şartı olduğu halde, zikir için hiçbir şart yoktur. Ayakta, oturarak, yatarak bile zikretmek câizdir. Zikir yaparken abdestli olmak en efdâli olduğu halde, abdestsiz olarak da yapılabilir.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurmaktadır:

“Allah’ı çok çok zikredin. Tâ ki umduğunuza kavuşabilesiniz.” (Enfâl: 45 ve Cumâ: 10)

Dünyada da ahirette de muvaffakiyetlere, saâdet ve selâmete eresiniz.

Bir şeyi çok seven onu dilinden hiç düşürmez. Zikrullah Allah sevgisini tahrik ederek sonsuz bir şevk verir. Zikrullahla kalpler arınır ve sükûn bulur:

“Onlar o kimselerdir ki iman etmişlerdir ve kalpleri zikrullahla mutmain olmuş, sükûn bulmuştur.” (Ra’d: 28)

İtminan; yerleşip sabitleşme demektir. Hiçbir şek ve şüphe bulunmayacak şekilde Allah-u Teâlâ’ya yakinen inanma zevkine ermektir. Her türlü korku ve hüzünden sarsılmayacak şekilde emniyet elde etmektir.

Bu kalp huzuru ancak ve ancak zikrullahla husule gelir.

“Çok iyi bilin ki kalpler ancak zikrullahla itminana kavuşur, huzur bulur.” (Ra’d: 28)

O’nun fevkinde bir şey talebine imkân olmadığından, kalpler zikrullahla mutmain olur, sükûna erer.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde zikrullahı teşvik buyurarak, zikrullahla meşgul olanları meth-ü senâ etmiştir:

“Öyle erler vardır ki, onları ne bir ticaret ne de bir alış-veriş zikrullahtan alıkoymaz.” (Nûr: 37)

Şurası unutulmamalıdır ki, ahiret kazancı ve ahiret zenginliği dünyadan çok daha hayırlıdır. Dünya kazançlarının faydaları ömürle sona erer. Dünyada kazanıp ahirette iflâs etmek akıl kârı değildir.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde zikrullahın fazilet ve meziyetini şöyle beyan buyurmaktadır:

“Kıyamet gününde Allah katında en faziletli kul, dünyada iken Allah-u Teâlâ’yı çok zikretmiş olandır.” (C. Sağîr)

Allah-u Teâlâ her şey için bir sebep yaratmıştır. Muhabbetullah’ın husulüne sebep de zikrullahtır. O’nun sevgisine nâil olmak isteyenler zikrullaha devam etmelidirler.


 

Önceki Sonraki

İçindekiler