Tasavvuf'un Aslı, Hakikat ve Marifetullah İncileri

Kalplerin Anahtarı Külliyatı

Tasavvuf'un Aslı, Hakikat ve Marifetullah İncileri

Nefse Muhalefet


İnsanın terakki edip yükselebilmesi ancak nefse muhalefet etmesiyle kâimdir. Ruhun esâreti nefsin hürriyetidir, nefis esir alınmadıkça ruh hürriyete kavuşamaz.

Burada çok ince bir nokta vardır. Nefis ne kadar zayıflarsa zayıflasın, ancak sıfatını değiştirir. Meselâ arslansa kedi olur, sinek olur. Her zaman korunmak lâzımdır. Nefis öyle bir mahlûktur ki, ne kadar küçülürse küçülsün icraatını yapmak ister. Her ne kadar sessiz duruyorsa da silahları yanıbaşındadır. Hiç tahmin edilmeyen bir zamanda derhal silahlarını kullanır ve ruhu esir eder. Nefse hiç güvenilmez, uslu durmasına hiçbir zaman itimat edilmez.

Her zaman için Allah-u Teâlâ’ya sığınan kimse, O’nun hıfz-u himâyesine girer ve şerrinden korunur.

Nefis hâkim olursa, ruhu hükümsüz hale getirir, vücut arabasını istediği tarafa götürür. Artık o, şeytanla arkadaş olur, şeytanlaşmış insanlara yoldaş olur, Hakk ve hakikatle ilgisi kalmaz. Niçin geldiğini, nereye gideceğini de düşünmez. Yiyeyim içeyim, giyeyim gezeyim derken, zevk ve sefâsının içinde iken kuyusuna düşer.

İkinci bir incelik ise; ruh ne kadar kuvvet bulursa bulsun, kişi bu tecelliyâtı Allah-u Teâlâ’nın lütfundan olduğunu bildikçe muhafazadadır. Kendisinden bilirse helâk olur, yahut o an için bırakılır. Allah-u Teâlâ nefsine ve şeytana ruhsat verir ve musallat eder. Kişi Hakk’tan ayrıldığı için, Allah-u Teâlâ da ona düşmanı bağlar, artık düşmanla beraber çalışır.

Hakk ile olmayan, o binayı nefis ve şeytana tahsis etmiştir, Hakk’ın ihsan ve ikrâm ettiği lâtifeleri ifsat etmiştir. Bir düşman bir eve girdiği zaman evi tahrip ettiği gibi, bu iki düşman da kalbi ve bütün vücudu ifsat ederler.

Nitekim Allah-u Teâlâ bir Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurmaktadır:

“Her kim Rahman olan Allah’ın zikrinden göz yumarsa, biz ona şeytanı musallat ederiz. Artık o onun ayrılmaz bir arkadaşıdır.” (Zuhruf: 36)

Nefis ve şeytan ruhsat nisbetinde musallat olurlar, müsaade edilmezse yine bir şey yapamazlar, insana zarar veremezler. Hüküm ve irade Allah-u Teâlâ’nındır. Bu noktada size Mevlâ ile nasıl bir merbûdiyet kurulması gerektiğini, insan bırakıldığı anda düşmanın istilâya hazır olduğunu anlatmak istiyoruz. Azmi ve gayreti nisbetinde kulunu destekliyor, gevşekliği nisbetinde nefse ve şeytana yol veriyor. Bu böyledir.

Mesela iki şey birbirine bitişik olursa araya başka bir şey giremez, ara açılırsa herşey girer.


 

Önceki Sonraki

İçindekiler