Bu gönderilme durumunun Kur’an-ı kerim’deki ispatı şudur:
İsa Aleyhisselâm hayatta iken, dinini müjdelemek için zaman zaman çeşitli yerlere dâvetçiler gönderiyordu. Antakya halkını Tevhid’e dâvet etmek için Havârilerinden iki kişiyi göndermişti. Oranın halkı karşı çıkınca, arkalarından bir Havârî daha gönderdi.
Allah-u Teâlâ bu hadiseyi Kur’an-ı kerim’inde şöyle haber veriyor:
“O zaman kendilerine iki elçi göndermiştik de onları yalanlamışlardı.” (Yâsin: 14)
Elçiler onlara gelip kendilerini Hakk’a dâvet ettiklerinde, hiç düşünmeden reddettiler. Hatta üzerlerine saldırdılar ve hapsettiler.
“Biz de bir üçüncü ile onları takviye edip desteklemiştik.” (Yâsin: 14)
Bu üçüncü zât da oranın halkını aynı surette Tevhid’e dâvet etti. Daha önce gelen iki zâtı teyidde ve tasdikte bulundu.
Bu üç zât Antakya halkına:
“‘Gerçekten biz size gönderildik.’ demişlerdi.” (Yâsin: 14)
Dikkat edilirse onları görünüşte İsâ Aleyhisselâm gönderdi, fakat Allah-u Teâlâ “Biz gönderdik.” buyuruyor. “Biz gönderdik.” buyurulması, İsa Aleyhisselâm tarafından gönderilmeleri de Allah-u Teâlâ’nın emriyle olduğundan dolayı olmuş oluyor.
Binaenaleyh bu gönderilenler Allah-u Teâlâ’nın emrini tebliğ ediyorsa, gönderilmiş olduğu için, halkın onlara itaat etmesi gerekiyor.