Kadir Mısıroğlu Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri’nin eserlerini okuduğunda gördüğü İslâm taraftarlığını hem “... bütün yazdıkları okunduktan sonra her akl-ı selim sâhibi insan O’nun “İslâm’a taraftar” ... olduğunu kavramakta güçlük çekmez.” diye itiraf etmek zorunda kalıyor, hem de “Güdümlü”, “Her dini gayret sahibi müslümana aleyhtar” diyerek iftiralar atıyor, yalan söylüyor.
Bu bölücüler kendilerinden başkasını müslüman görmedikleri için kendi aleyhlerinde gördükleri her şeyi İslâm aleyhtarlığı olarak göstermek isterler.
Halbuki bunlar kendilerinden başkasına hayat hakkı tanımak istemezler, müslüman olarak da görmezler.
Bunun gibi diğer bölücüler de böyledir.
Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri bunların küfürde olduğunu, İslâm dini’nde ve vatanda bölücü olduklarını söylüyor ve müslümanları bu sahtelere karşı uyandırmaya, imanlarını kurtarmaya çalışıyor. Bu yüzden bu bölücüler de Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri’ni karalamak istiyorlar.
Halbuki Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri “İslâm’a taraftar” olduğu için bu beyanları yapıyor, Din-i İslâm’ın selâmeti için bunlarla mücadele ediyor.
Kadir Mısıroğlu işte bu bölücülerin güdümünde, bu bölücüler tarafından kullanılan, bunların memuru bir adamdır. Bunlar yahudiler gibi sinsi oldukları için kendi işlerini bu gibi adamlara yaptırmaya çalışırlar. Kendileri aradan sıyrılmak için ortalığı karıştırıp, bulandırıp ehl-i hakikate iftira ile çamur atmak, böylece müslümanları aldatmak isterler. Ancak aldattıkları kendileridir:
“Bunlar güya Allah’ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Oysa onlar sadece kendilerini aldatırlar da bunun farkında değillerdir.” (Bakara: 9)
Herkes icraatını yapıyor. Asliyetinin icabatına göre hareket ediyor. Akıbeti de ona göre oluyor.
“Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle onlara elem verici bir azap vardır.” (Bakara: 10)
Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri iman hakikatlerini çekinmeden ortaya serdi. İslâm dini’nin iç düşmanları ile büyük bir mücadele yaptı. O Zât-ı âli vefat ettiği halde bu münafıklar hâlâ ondan çekiniyorlar ve korkuyorlar. Vefatında bile karalamaya çalışıyorlar. Ancak o hak ve hakikat müdafiinin açtığı hidayet yolundan giden bir müminler topluluğu var...