Süleymancıların İçyüzü

Cep Kitapları

Süleymancıların İçyüzü

Çok Evvelden Beri Duyduğumuz, Dağıttıkları Bir Broşürde Aynen Şunları Gördük


İNANACAĞIMIZ ESASLAR (DİKKATLE OKUNMALI VE TATBİK EDİLMELİDİR)

1.Süleyman efendi hazretleri aliyi resuldür. 2.Efendi hazretleri gelip geçmiş bütün evliyaların en efdali ve sonuncusudur. Bütün evliyayı kiram efendi hazretlerinin ruhundan müstefiz olmuşlardır. 3.Kıyamet alametlerinden olan ve hadisi şerifte subut bulan (Güneşin garptan doğup garpten batmasından murat) efendi hazretlerinin garpte doğup garpte uful etmesidir. 4.Türklerden peygamberimiz 300.000 bin kişiye şefaat etmesi için efendi hazretlerine izin vermiştir. Onlarda ancak bizim üstattan feyiz alan mürit kardeşlerimizdir. 5.Efendi hazretlerine mürit olanlar mehdinin ordusu, olmayanlarda deccalin ordusudur. Bu gün deccalin ordusunu imam hatipliler ilahiyat ve islam enstitüsü mensuplarının olduklarını unutmayalım. 6.Efendi hazretleri ölmemiştir. arşa çıkmıştır. ve oradan bizleri irşatları ile idare etmektedir. Kemal ağabeyimiz ve Hüseyin ağabeyimiziişareti onun işaretidir. 7.Üstadımızın dilediği her şey olur, sadece hulusi kalple rabıta yapmalıdır. 8.Dört sene içerisinde bütün Türkiye reisicumhurundan başbakanından şoför muavinine kadar süleymancı olacaktır. 9.Süleymancılardan başkasına selam verirken (ESSAMÜALEYKÜM) Allah belanızı versin olarak almayı unutmayın, biliniz ki Abdülkadir geylani hazretleri üstattan feyiz almış ve imamı rabbaniye mektubatıda üstat yazdırmıştır.

PAROLAMIZI TEKRAR EDELİM VE UNUTMAYALIM? :

İmam hatipliler başa geçiyor her kardeş gittiği yerde kurs açacak ve en az beş tanisini de açtıracaktır. İmam hatiplileri köşede bucakta içki içtikleri dini yıkmak için camide işe mihraptan başladıkları halka anlatılacak, bu küfürle savaştır, “Elharbü hud’atün “Süleymancılığın selameti için her şey mubahtır, Yerinde yalandan iftiradan korkmayın bu bir harptir, ve harpte herşey size haramdır,

D İ K K A T : İstanbuldaki velilerimiz Ahmet Kaplan (Bakırköy vaizi) Hüseyin Kaplan (Fatih vaizi) Mehmet Arıkan (Zeytinburnu müftüsü) Mustafa Özaltın (Vaiz) Kemal ağabey çok hikmetlidir, Kütahya mebusu olup, Diyanette ve hükümette bütün işlerinizi takip eder, darda kalan her kardeşin imdadına koşar kalp gözleri açık Abdullah ve Halil dünyada görülmedik rüyalar görürler hele bir Necati vardırki Jipi uçar,kıyamet 13 yıl sonra kopacaktır.

(Kısmen alınmıştır. İmlâ hatalarına dokunulmamıştır.)

Bu broşür hakkında “Bize ait değildir.” diyorlarmış. Minareyi çalan kılıfını hazırlar. Bunlar için her mevzuda aleyhlerine çıkan söze kılıf hazırdır.

Broşürleri budur. Sıkıştıkları zaman hemen isim değiştiriyorlar. Buna delil de; Beşköprü’deki Süleymancılık kursu yöneticilerine: “Niçin bölücülük yapıyorsunuz?” dedik. “Biz Süleymancı değiliz.” diye cevap verdiler.

Kemal Kacar’ın 1980’de avukatlığını Muammer Aksoy-Faruk Eren yapmıştır. Dindar görünenin arkadaşı kimdir? Yolu nedir? Bu adama acaba ne kadar para verdi? Veya avukatlığını yapmasına sebep ne idi?

Süleymancıların Almanya’da dağıttıkları “Avrupa İçin Devamlı Namaz Vakitleri” adlı kitapta yazıldığına göre, Avrupa’nın bazı şehirlerinde belli aylarda sabah ve yatsı namazını kıldırmıyorlar. Halbuki Cenâb-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem-e sordular:

“Ya Resulallah! Bir günü bir sene kadar olan o günde bir günlük namaz bize kifayet eder mi?”

“Hayır!” buyurdular. “Siz ona göre namaz vakitlerini tahmin ve takdir edersiniz...” (Müslim)

Cenab-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz beşi, dört veya üç kılın demedi. Namazın vakitlerini takdir edin demekle beş vaktin şart olduğunu belirtti.

Görülüyor ki, İslâm’dan nasıl çıkmışlardır. Kendi dinlerine göre nasıl karar veriyorlar. Çünkü onların dini “Süleymancılık”tır.

Öşürü eskiden Beyt’ül Mâl adı altında devlet, ticaret mallarından topluyordu. Ve toplayana AŞİR denirdi.

Süleymancılar ise halktan “Beytülmâl biziz.” diyerek topluyorlar. Bunu, hasat zamanında; öşür, zekât var diye kafileler düzenliyorlar ve zorla yapıyorlar.

Dükkân dükkân gezerek zekât topluyorlar.

Zekât toplayıcısına da AMİL denilir. Bu da devlet reisince vazifelendirilir. Bugün bu yoktur. Pekiyi sizi kim görevlendirdi? Camii, mescit, yol, köprü, medrese yapımına zekât verilmez. Zekât ancak fakirin hakkıdır.

Öyleyse sizin yaptığınız yol kesiciliktir. Gasptır.

Haccın Türkiye’de serbest olmasından önce ve sonrasında hacca gidilmemesini, hacda yapılacak masrafın kendilerine verildiği takdirde bir hac sevabı alınacağını ve hacda ahkâm olmadığını söylediler.

Hakk Celle ve Alâ Hazretleri Âyet-i kerime’sinde:

“Hacca gidip gelmeye gücü yeten herkesin Kâbe’yi ziyaret etmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse şüphesiz ki Allah âlemlerden müstağnidir.” buyuruyor. (Âl-i İmran: 97)

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde:

“Hacc Allah yoludur.” buyurdular. (Ebu Dâvud)

Şimdi ise topladıkları paralarla hacca gidiyorlar ve hatta kafilelerle Hacc organizasyonu tertipliyorlar. Ayrı bir menfaat yolu.

Haram, duâ ve ibadetlerin kabulüne mani olur. “Yâ Resulellah, Allah’a benim için dua ediver de duası makbul olanlardan olayım” diyen zâta, Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-:

“Helâl yemek ye duân kabul olsun” buyurdu. (Taberani)

Diğer bir Hadis-i şerif’lerinde ise:

“Bir insan ki; büyük bir iştiyakla Hacc ve umre için yola çıkar, birçok eziyetlere katlanır, toz toprak içinde kalır. Ellerini semaya doğru açıp, ‘Yâ Rabbi, Yâ Rabbi’ diye yalvardığı halde; yediği haram, içtiği haram, giydiği haram ve her türlü gıdası haramdır. Böyle bir adamın duâsı nasıl kabul edilir?” buyurmuşlardır. (Müslim)

Kendi durumlarını bu Hadis-i şerif ortaya koymuş oldu.


 

Önceki Sonraki

İçindekiler