Başta Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz olmak üzere bütün Peygamber Aleyhimüsselâm Efendilerimiz, tebliğ mukabilinde, ümmetlerinden hiçbir ücret istememişlerdir.
Hakkı tebliğ ettikleri, hakikata çağırdıkları topluluklara, Âyet-i kerime’lerde buyurulduğu üzere:
“Sizden buna karşılık hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükâfatım âlemlerin Rabbine aittir.” (Şuâra: 109-127-145-164-180) demişlerdir.
Bütün gayret ve çabamız, bütün çalışmalarımız, bu ümmetlik şerefine nâil olmak içindir. Bunun içindir ki, Allah-u Teâlâ’nın emirlerini bölücülere bildiriyoruz. Nehyinden içtinab ettirmeye çalışıyoruz.
Biz sadece Hazret-i Allah ve Resulullah Aleyhisselâm’a ücretsiz dâvet edenlerdeniz. Aslâ kimseye garazımız ve düşmanlığımız yoktur. Fakat kimsenin de küfrüne rızâ gösterenlerden değiliz.
Eğer bu müdahalemiz olmasaydı, Allah-u Teâlâ’nın hükmünü hafife alanlar gibi olurduk.
Bölücüler, gaye ve menfaatleri uğruna halkı etraflarında toplayabilmek için nefse cazip gelen şeyleri ortaya attılar. Böylece Din-i Mübin’imizi paramparça yapıp zayıf düşürüyorlar.
Bunların cihadı İslâm dini’ni tahrip ve tahrif etmektir. Bunlar cep cihatçısıdır. Cihadı ceplere açmışlardır.
Biri çıkar “Cuma kılınmaz..” der. Diğeri “Zekâtı bize verin.” diyerek fakirin kapısını kapatır. Öteki “Bugün hac emiri olmadığı için yapılan hac sahih değildir.” der. Bir başkası Kumar oynar, kumarın caiz olduğunu söyler. Bir diğeri “İçki hakkında kesin âyet yoktur.” der. Kimi de Tesettürün Kur’an-ı kerim’de olmadığını iddia eder. Kimisi “Refahtan başka İslâm yok.” der. Kimisi de “En büyük benim.” der, büyüklük taslar.
Ve buna mümasil Hazret-i Kur’an’ın birçok ahkâmını esasından çıkarmaya çalışırlar.
Bu gibi kimseler İslâm göründüklerinden, tahripleri dış düşmandan daha büyüktür. Ve daha tesirlidir.
Bunlar Ahkâm-ı İlâhî’yi hükümsüz hâle getirmeye çalışıyorlar ve kendi hükümlerini Ahkâm-ı İlâhî yerine koymak istiyorlar. Buna rağmen hiç kimseden de tepki yok.
Kurtuluşu arayanlar, Hazret-i Allah ve Resulü’nün emirlerine dikkat etsinler. Zira Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde:
“Ümmetim yetmişüç fırkaya ayrılacak. Bir fırka müstesna diğerleri hep ateştedir.” “Onlar kimlerdir?” diye sorulduğunda: “Benim ve ashabımın yolunda olanlardır.” buyurdular.
Yetmişüç fırka olduğuna göre, o bir fırkayı bulmak gerçekten kolay değil...
Gerçek mânâda bu sözlerimiz, bilmeyerek bir bölücü grubun içine girip hakikat zannıyla çalışan temiz ve nezih kardeşlerimize izah ve ikna maksadıyla söylenmiştir.
Yarın huzur-u ilâhî’ye çıktıklarında büyük vebal altında kalıp şiddetli azap göreceklerinden, vicdanımızdan kopup gelen hislerimizi beyan ediyoruz.
Elinizdeki bu eser, dinlerini Süleymancılık olarak ilân eden, imanları para, has huyları gasp, meslekleri de dilencilik olan bu bölücü grubun içyüzünü, Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’lerle ortaya koyarak izah etmektedir.
“Selâm olsun O’nun beğenip seçtiği kullarına.”(Necm: 59)
“Selâm olsun hidayete tâbi olanlara.”
(Tâhâ: 47)
Eseri Neşre Hazırlayanlar