Hıristiyanlar İsâ Aleyhisselâm’a indirilen İncil’i tahrif etmişlerdir.
Hıristiyanlar’ın ellerinde beyanları birbiriyle çelişen tutarsızlıklar olan, farklı farklı dört tane İncilleri vardır. Bu dört İncil’in beyanları ayrı ayrı olduğuna göre bunların hepsi yalandır. Yani hiçbiri, İsâ Aleyhisselâm’a indirilen İncil’in aslı değildir. Madem ki bunlar ayrı ayrıdır, aralarında pek çok çelişki vardır, hangisine iman edilecek? Rahipler, papazlar kendi arzularına hevâ ve heveslerine göre yazmışlardır. Hıristiyanlar da bunlara uymuş ve bunları ilâh edinmişlerdir.
Narcıların durumunun da rahiplerini ilâh edinen hıristiyanlarınki gibi olduğunda hiç şüphe yoktur.
•
İsâ Aleyhisselâm’a “Allah’ın oğlu” demekle yetinmeyip, daha da ileri giden “Meryem oğlu Mesih rabbdir.” diye tutturan, hahamlarını, rahiplerini rabbler edinen ehl-i kitabın bu durumları Âyet-i kerime ile ortaya konulmaktadır:
“Onlar Allah’ı bırakıp hahamlarını, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i rabbleri olarak kabul ettiler. Oysa kendilerine, bir olan Allah’a ibadet etmeleri emredilmişti.
Allah’tan başka hiç bir ilâh yoktur. O, onların ortak koştukları şeylerden münezzehtir.” (Tevbe: 31)
Bu emri dinlemediler, azdılar ve saptılar, şirke düştüler.
Halbuki İsâ Aleyhisselâm’ın dili ile kendilerine şöyle seslenilmişti:
“Ey İsrailoğulları! Benim de Rabb’im sizin de Rabb’iniz olan Allah’a kulluk edin.
Kim Allah’a ortak koşarsa, muhakkak ki Allah ona cenneti haram kılar. Varacağı yer ateştir, zâlimlerin yardımcıları yoktur.” (Mâide: 72)
Tevbe sûre-i şerif’inin 31. Âyet-i kerime’sinin mânâsını bizzat Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz kendisi açıklamıştır.
Şöyle ki:
Daha önceleri hıristiyan olan Adiy bin Hâtim, boynunda gümüşten bir haç olduğu halde, İslâm hakkında bilgi edinmek niyetiyle Medine’ye gelmişti. Şüphelerini gidermek için Resulullah Aleyhisselâm’a bazı sorular sordu. “Bu âyet bizi âlimlerimizi, rahiplerimizi rabbler edinmekle suçluyor. Halbuki biz onları kendimize rabbler edinmeyiz. Bunun mânâsı nedir?” dedi.
Resulullah Aleyhisselâm; “Onlar helâli haram kıldılar, haramı helâl kıldılar. Siz bunu öylece kabul etmiyor muydunuz?” diye sorunca Adiy “Evet böyledir.” diye tasdik etti. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“İşte bu sizin onları rabler edinmenizdir.” (İbn-i Kesir)
Dolayısı ile bu Hadis-i şerif, Allah-u Teâlâ’nın Kitab’ını kenara iterek, haramı helâl, helâli haram yapanların nefislerini ilâh ve rabb ittihaz ettiklerini, onlara uyup peşinden gidenlerin de onları rabbler edindiklerini göstermiş olmaktadır. Allah’a inandık deseler bile, bu iddiâlarının inandırıcı olmadığı ortadadır.
Bu ilâhlara tapmayın; çünkü Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ilâh diye tâbir ediyor. Helâli helâl, haramı haram bilin. Yoksa yoldan çıkarsınız.