Allah-u Teâlâ ehl-i kitabın tümüne İslâm dini’ne girmelerini tavsiye edip, bu davete uyanlara vaadini açıkladıktan sonra, hıristiyanların bâtıl inanışlarını beyan etmek üzere şöyle buyurmaktadır:
“Allah Meryem oğlu Mesih’tir diyenler, andolsun ki kâfir olmuşlardır.” (Mâide: 17)
Fethullah Gülen ise Hazret-i Allah’ın kâfir diye nitelendirdiği insanlara hoşgörü adı altında kucak açmıştır.
Bundan daha büyük bir inkâr düşünülebilir mi?
Halbuki Hakk Celle ve Alâ Hazretleri Kelâm-ı kadim’inde müminlerle kâfirleri ayırmıştır:
“Birbirine hasım iki zümre.” (Hacc: 19)
Nitekim diğer bir Âyet-i kerime’de:
“Müminler kardeştirler.” (Hucurât: 10) buyuruyor.
İlâhi hüküm bu. Hâl böyle olunca bir müminin kâfirleri ve münafıkları dost edinmesi yasaklanmıştır.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:
“Ey inananlar! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin! Allah’ın aleyhinize apaçık bir ferman vermesini mi istersiniz?” (Nisâ: 144)
Allah-u Teâlâ müminlere kâfirleri dost edinmemelerini muhakkak emrettikten sonra, bu emr-i şerife uymayanların ise Allah’ın dostluğunu kaybetmekle cezalandırılacağını bildirmektedir:
“Müminler, müminleri bırakıp kâfirleri dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa, Allah ile bir dostluğu kalmaz.” (Âl-i imran: 28)
İşte narcıların durumu budur.