Fethullah Gülen’in Hıristiyan Ortodosklar’ın lideri konumunda bulunan Patrik Bartholomeos’a kucak açıp küfrü hoş görmesiyle küfrün müdafileri şöyle demeye başladılar: “Onlar da Hazret-i Allah’a iman ediyorlar.” Amma... amması var. Çünkü müşrik olarak yaşıyorlar.
Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:
“Onların çoğu Allah’a iman etmişler, fakat müşrik olarak yaşarlar.” (Yusuf: 106)
Bunun da sebebi İsâ Aleyhisselâm’ı Rabb ve Allah’ın oğlu ittihaz etmeleridir.
Allah-u Teâlâ hıristiyanların Allah’ı bırakıp İsâ Aleyhisselâm’a tapacak kadar onun hakkında aşırı tazimde bulunmak suretiyle düştükleri sapıklıkları anlatarak şöyle buyurur:
“Ey Ehl-i kitap! Dininizde taşkınlık etmeyin.” (Nisâ: 171)
İsâ Aleyhisselâm’ın ilâh olduğunu iddia etmek suretiyle onu küçültmeyin, itidalden ayrılmayın.
“Allah hakkında ancak gerçeği söyleyin.” (Nisâ: 171)
Onu ancak yüksek sıfatlarıyla, güzel isimleri ile nitelendirin. O’na bir eş ve bir çocuk veya buna benzer zâtına yakışmayan şeyleri nisbet etmeyin.
“Meryem oğlu İsâ Mesih Allah’ın peygamberidir.” (Nisâ: 171)
O sadece Allah-u Teâlâ’nın peygamberlerinden bir peygamberdir, sizin iddia ettiğiniz gibi Allah’ın oğlu değildir.
“Meryem’e ulaştırdığı kelimesidir.” (Nisâ: 171)
Onun taraf-ı izzetinden tecelli eden bir emirdir. “Ol!” emr-i şerifiyle var olmuştur.
“Ve O’ndan bir ruhtur.” (Nisâ: 171)
Kendisinin yaratmasıyla meydana gelen bir ruhtur. Onun “Kün” emri ile bir mucize olarak vücuda getirdiği için kendisine bir şeref olmak üzere “Kelimetullah” denilmiştir. Bu ruhun Allah-u Teâlâ’ya izafe edilmesi şerefini yükseltmek içindir. Allah-u Teâlâ onunla birçok ölü kalplere hayat vermiştir.
Şu halde;
“Allah’a ve O’nun peygamberlerine inanın.” (Nisâ: 171)
Allah’ı Allah, Peygamber’i Peygamber tanıyın. Ne inkâr ederek tefrite düşün, ne de ulûhiyet derecesine yükselterek ifrata varın.
“(Allah) üçtür demeyin.” (Nisâ: 171)
Ne “İlâhlar üçtür: Allah, Mesih, Meryem’dir.” diye açık bir şirk ile, ne de “Allah üçtür: Baba, oğlu, Ruhü-l kuds üç esas, üç şahıs olarak tek esastır.” gibi yorumlu şirk ile “Üç İlâh” anlayışına sapmayınız.
“Sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin.” (Nisâ: 171)
Teslis’i bırakın, böyle yanlış bir düşünceden vazgeçin, bu sizin yararınıza olacaktır.
“Allah ancak bir tek ilâhtır.” (Nisâ: 171)
Hiçbir şekilde ortaklığı kabul etmez, zâtında her türlü çoğalmadan uzak ve ilâhlıkta tektir. Sizin iddia ettiğiniz gibi üçün üçüncüsü değildir.
“O, çocuk sahibi olmaktan münezzehtir.” (Nisâ: 171)
Çocuk sahibi olmaktan tenzih edilir.
“Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur.” (Nisâ: 171)
Halk O’nun, mülk O’nun, hükümranlık ve tasarruf O’nundur. O’nun mülkü nasıl O’ndan bir parça olabilir?
“Vekil olarak Allah yeter.” (Nisâ: 171)
Bütün bunları yaratmak ve düzenlemekte hiçbir kimseyi vekil tutmaya ihtiyacı yoktur. Yarattıklarının işlerini onların faydaları için en güzel düzenleyen O’dur. O herşeyin yerini tutar, hiçbir şey O’nun yerini tutamaz ve O’na istinat etmeden duramaz.
Hıristiyanlar “Mesih nasıl kul olur?” derler.
Halbuki:
“Mesih de, Allah’a yaklaştırılmış mukarreb melekler de, Allah’a kul olmaktan asla çekinmezler.” (Nisâ: 172)
Bunu kendileri için büyük bir şeref telakki ederler.
“Kim O’na kulluktan çekinir ve büyüklük taslarsa, bilsin ki O, hepsini huzuruna toplayacaktır.” (Nisâ: 172)
Allah-u Teâlâ’ya ibadetten geri durdukları ve O’na karşı büyüklendikleri için onları cezalandıracaktır.
Diğer taraftan Allah-u Teâlâ İsâ Aleyhisselâm’ın gerçek kişiliğini Âyet-i kerime’sinde beyan buyurmaktadır:
“Meryem oğlu İsâ’ya açık mucizeler verdik ve kudsi ruh ile destekledik.” (Bakara: 253)
Allah-u Teâlâ İsâ Aleyhisselâm’ın peygamberliğini ve faziletini ortaya koyan açık delilleri, İncil’i, İncil’deki öğütleri ve etkileyici ikazları ifade eden âyetleri; ayrıca beşikte iken konuşma, ölüleri diriltme, anadan doğma gözü kör olanları iyileştirme ve gaybtan haber verme gibi engin mucizeler vermişti.
İsâ Aleyhisselâm annesine nisbet edilerek ismi açıktan söyleniyor. Ki bunlarda ‘İlâh’ ve ‘Allah’ın oğlu’ diyen Hıristiyanlar’ın iftiralarına açık bir ret vardır.
Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:
“İsâ apaçık delilleri getirdiği zaman demişti ki:
Ben size hikmet getirdim. Bir de ayrılığa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklamak için geldim. Allah’tan korkun ve bana itaat edin.
Şüphesiz ki Allah benim de Rabb’im, sizin de Rabb’inizdir. O’na kulluk edin, doğru yol budur.” (Zuhruf: 63-64)
O halde İsâ Aleyhisselâm diğer peygamberlerin tebliğ ettiği dinin dışında herhangi bir din getirmemişti. Buna rağmen onun tebliğ ettiği ve tevhid dininin bir devamı olan hıristiyanlık onun göğe yükseltilmesinden sonra teslis akidesini içine almıştır.