Fethullah Gülen bir konuşmasında Cebrâil Aleyhisselâm için “Gökyüzünden inse, parti kursa, kusura bakma ben senin partine girmem, desteklemem derim.” demiştir.
Bu sözün mânâsını da izah edelim.
Allah-u Teâlâ kelâm-ı kadiminde:
“İşte onlar Allah’ın hizbi (partisi)dir. İyi bilin ki kurtuluşa ulaşacak olanlar Allah’ın hizbi (partisi)dir.” buyuruluyor. (Mücâdele: 22)
Dikkat ederseniz Allah-u Teâlâ’nın emri ile Cebrâil Aleyhisselâm bu hükm-ü ilâhi’yi getirdi. Allah-u Teâlâ Vetekaddes Hazretleri “Ülâike hizbullah = Bu benim ve Resul’ümün partisidir.” diye ilân etti. İşte girmem dediği parti budur.
Burada açıktan açığa İslâm dairesinden çıktığını ilân ediyor.
“Bunlar güya Allah’ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Oysa onlar sadece kendilerini aldatırlar da bunun farkında değillerdir.” (Bakara: 9)
Allah-u Teâlâ onların iddiâlarını reddetmektedir. Her ne kadar müslümanları aldatmaya çalışıyorlarsa da, aslında aldanan bizzat kendileridir, en büyük zararı yine kendileri görürler, yaptıklarının vebali kendilerine döner. Allah-u Teâlâ’nın en çok buğzettiği kimseler bunlardır.
Onların kalpleri nifak ve şüphe ile doludur.
Âyet-i kerime’de buyurulduğu üzere:
“Onların kalplerinde hastalık vardır.” (Bakara: 10)
“Allah da onların hastalıklarını arttırmıştır.” (Bakara: 10)
“Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle onlara elem verici azap vardır.” (Bakara: 10)
Onlar Kitabullah’a itibar etmeyince, Allah-u Teâlâ da bu hastalığı taşıyanların hastalığını daha da artırmıştır. Bu yüzdendir ki Allah-u Teâlâ’nın kahrına müstehak olmuşlardır.
Kendilerinin nasıl bir cehalet ve dalâlet çukuruna düşmüş olduklarının hiç farkında değildirler.
Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:
“Kendilerine ‘Yeryüzünde fesad çıkarmayın!’ denildiği zaman ‘Biz ancak ıslah edicileriz.’ derler.” (Bakara: 11)
Allah-u Teâlâ onların bu cevaplarını şiddetli bir şekilde reddederek Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurur:
“İyi bilin ki asıl ortalığı ifsad edenler kendileridir. Lâkin anlamazlar.” (Bakara: 12)
Kalplerinden iman nûru silindiği için bunun böyle olduğunu hissedip anlamazlar.
•
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Hazret-i Ali -radiyallahu anh- Efendimiz’den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde âhir zamanda gökkubbe altında en şerli insanların kötü âlimler olacağını haber vermiştir:
“İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecektir ki, İslâm’ın yalnız ismi, Kur’an’ın ise resmi kalacak. Mescidler dış görünüşleri ile mamur, fakat içleri hidayetten mahrum olacak.
Onların âlimleri gökkubbe altındakilerin en şerlileridir. Fitne onlardan çıktı, yine onlara dönecektir.” (Beyhâkî)
Âhirzaman uleması gök kubbe altında niçin en şerli insanlardır?
Bir hıristiyan, dininin icabını yapar, bir kâfir küfrünün icabını yapar.
Gerçek müslüman küfrü sevmediği gibi, küfürde olan da hiç bir zaman iman edeni sevmez, bu tabiidir. Ve fakat bunların tahribatı sınırlıdır, çünkü hedefleri vardır.
İçtekinin tahribatı ise çok büyüktür. Aslında küfrünü icra ediyor, fakat gizliyor. Başka isim taktığı için, bu başka isim sebebiyle saf müslümanlar onu hakikaten müslüman zanneder ve bazı faaliyetlerini görerek yardımda da bulunur. Ancak bütün yapılan bu yardımlar, İslâm dini’nin yıkılmasına vesile olur.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde;
“Fâsıka ikram eden kimse İslâmiyet’in yıkılmasına yardım etmiş olur.” buyuruyorlar. (Münâvi)
Ve o da o kuvvetle rahat rahat İslâm dini’ni içten yıkmaya çalışmış olmuyor mu? Etrafı da var.
Bunların yapacağı tahribatı hiç bir papaz, hiç bir kâfir yapabilir mi?
Ey narcılar! Kimi desteklediğinizi şimdi artık iyi gördünüz mü?
Oysa Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:
“İnsan sınıflarından herbirini biz o gün imamlarıyla beraber çağıracağız.” buyuruyor. (İsrâ: 71)
Siz de bu küfre kaymış olan, küfrü hoş gören imamınızla beraber çıkacağınızı hiç unutmayın!
Âyet-i kerime’lerde şöyle buyurulmaktadır:
“Onlar ve azgınlar tepetakla oraya atılırlar. İblis’in bütün askerleri de.” (Şuarâ: 94-95)
Müslüman kimliği altında, İslâm adına, küffarın yapamayacağını yapmıyorlar mı?
Papaz, papazım diye yapacak. O ise müslümanım diye yapacak. Onun peşinden giden ve onun arzusuna uyan herkes, papazın vereceği zarar kadar dini ve memleketi tahrip etmeye çalışmıyorlar mı?
“Allah ‘Sizden önce geçmiş cin ve insan toplulukları ile beraber ateşe girin!’ der. Her Ümmet (topluluk) girdikçe kardeşine (kendini saptıran yoldaşına) lânet eder. Hepsi birbiri ardından cehennemde toplanınca, sonrakiler öncekiler için ‘Ey Rabb’imiz! Bizi saptıranlar işte bunlardır. Bunlara ateşten bir kat daha fazla azab ver!’ derler. Zaten hepsinin azabı kat kattır, fakat siz bilmezsiniz!” (A’raf: 38)
Eskiden para topluyorlardı, şimdi işi ticarete döktüler.