Münafıklar içten kâfir oldukları, dıştan da müslüman görünmeye çalıştıkları için Allah-u Teâlâ onları yahudilerle sapık, müşriklerle kardeş diye vasıflandırmaktadır:
“Resul’üm! Münafıkların ehl-i kitaptan küfre sapan kardeşlerine ‘Eğer siz yurdunuzdan çıkarılırsanız biz de sizinle beraber çıkarız. Sizin aleyhinizde kimseye asla uymayız. Eğer savaşa tutuşursanız mutlaka size yardım ederiz.’ dediklerini görmedin mi?
Allah onların yalancı olduklarına şahitlik eder.” (Haşr: 11)
“Kendilerine kitap verilmiş olanları görmedin mi? Tağuta ve bâtıl ilâhlara inanıyorlar. Sonra da kâfirler için ‘Bunlar inananlardan daha doğru yoldadırlar.’ diyorlar.” (Nisâ: 51)
Münafıklar kâfirlerin en murdarı, en habisi oldukları için ebedî ikâmetgahları da cehennemin en dibidir.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurmaktadır:
“Münafıklar cehennemin en alt tabakasındadırlar. Artık onlar için hiç bir yardımcı bulamazsın.” (Nisâ: 145)
Şüphesiz ki onlar bunu hak etmişlerdir. Çünkü onlar İslâmiyet’i karıştırmışlar, ihanet etmişler, nankör olmuşlardır.
Cennet derece derece olduğu gibi cehennem de derece derecedir. Âyet-i kerime’de geçen “Derk-i esfel” cehennem derekelerinin en derininde bulunan en alt tabakadır. Onların azabı kâfirlerin azaplarından daha şiddetlidir.
Allah-u Teâlâ imansızların akibetini haber verirken münâfıkları kâfirlerden önce anmış, akibetlerini haber vermiştir:
“Allah münafık erkeklere, münafık kadınlara ve kâfirlere içinde ebedi kalacakları cehennem ateşini hazırlamıştır.
Bu onlara yeter. Allah onlara lânet etmiş, rahmetinden uzaklaştırmıştır. Onlar için sürekli bir azap vardır.” (Tevbe: 68)
Cehennemde her çeşit azap mevcut olduğu gibi, orada ebedi kalmaktan daha kötü bir azap tasavvur edilemez.
Binaenaleyh bazı kişiler hakikat ile dalâleti fark edemediğinden onlara hâlâ müslümandır zannıyla aldanır, küfür batağına düşer ve dinden imandan soyulur. Cehenneme düşünce ayılır. Nedamet çok, faydası hiç yok. Artık orada hep beraberdirler.
Âyet-i kerime’de:
“Hidayet kendisine apaçık belli olduktan sonra, Peygamber’e muhalefet edip inananların yolundan başkasına uyan kimseyi döndüğü o yolda bırakırız. Ahirette de kendisini cehenneme sokarız. Ne kötü bir dönüş yeridir orası!” buyurulmaktadır. (Nisâ: 115)
Dünyada kimi dost edindiyse, onu o dostu ile beraber haşreder.
Diğer Âyet-i kerime’lerinde ise şöyle buyuruyor:
“Sen onlar hakkında acele etme. Biz onların günlerini saydıkça sayıyoruz.” (Meryem: 84)
“İnkâr edenler sanmasınlar ki, kendilerine mühlet vermemiz onlar için daha hayırlıdır. Onlara ancak, günahlarını artırmak için fırsat veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.” (Âl-i imran: 178)