Hakiki Mutasavvıflar Hakiki Vahdet-i Vücudçular ve Sahteleri

Cep Kitapları

Hakiki Mutasavvıflar Hakiki Vahdet-i Vücudçular ve Sahteleri

Bir Kimse Bütün Varlığını İfnâ Etmedikçe Var’ı Bilemez Ve Göremez


Bir kimse bütün varlığını ifnâ etmedikçe Var’ı bilemez ve göremez. Zira kendisinindir zannettiği vücud varlığı, Var’ı bulmaya mânidir. Bu mevzu iman-ı kâmil olanların işidir. İmanı suretâ, ilmi de zandan öteye geçmeyen kimse ancak cehaletini ortaya koyar.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde buyurur ki:

“Onlar hakikaten kendilerinin bir şey üzerinde bulunduklarını sanırlar. İyi bilin ki onlar yalancıdırlar.

Şeytan onları istilâ etmiş, onlara Allah’ı anmayı bile unutturmuştur. Onlar şeytan fırkasıdır. İyi bilin ki asıl kayba uğrayanlar şeytan taraftarı olanlardır.” (Mücadele: 18-19)

Enes -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:

“Şüphesiz ki insanlardan Allah’a yakın olanlar vardır.” buyurmuştu.

Ashab-ı kiram:

Yâ Resulellah! Bunlar kimlerdir? diye sordu.

Buyurdular ki:

“Onlar Kuran ehli, Allah ehli ve Allah’ın has kullarıdır.” (Kütüb-ü sitte Muhtasarı Tercümesi. C.16 sh: 541)

Bunlar;

“Ben değilim ben,

Bir benliğim var benden içeri.” diyenlerin işidir.

O ise henüz kendisini bilmiyor, Yaratan’ını tarife çalışıyor. Nefis putunu eline almış, o put ile irşada kalkmış. Yarın mahşerde bu nefis putu ile huzura çıkacak. O zaman kime taptığını görecek, görünce de ayılacak.

Zira Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyururlar:

“İnsanlar uykudadırlar, öldükten sonra uyanırlar.” (K. Hafâ)

Bunlar o zaman uyanacaklar.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:

“Allah her şeyi çepeçevre kuşatandır.” (Nisâ: 126)

Zerreden kürreye kadar, her şey her şeyi kuşatmıştır. Kimini zar ile kuşatmış, kimini deri ile, kimini kabuk ile... Yani Allah-u Teâlâ her zerreyi bir şey ile çevirmiştir. Yerler de böyledir, gökler de böyledir. Arşurahman ile de her şeyi kuşattırmıştır. Hazret-i Allah ise her şeyi kuşatmıştır, Vahdet-i vücud’dur. O’ndan başka ne vücud var, ne de mevcud. O Habir’dir, her şeyden haberdardır.

Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

“Allah onların geçmişlerini de geleceklerini de bilir. Kulların ilmi ise bunu kavrayamaz.” (Tâhâ: 110)

Vahdet-i vücud’dan bahsedenlerin bunlardan haberi var mı?

Diğer bir Âyet-i kerime’sinde ise şöyle buyurmaktadır:

“Sizin ilâhınız ancak kendisinden başka ilâh olmayan Allah’tır. O’nun ilmi ise her şeyi kuşatmıştır.” (Tâhâ: 98)


 

Önceki Sonraki