Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:
“O halde siz akşama ulaştığınızda ve sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah’ı tesbih edin. Göklerde ve yerde hamd O’na mahsustur.” (Rum: 17-18)
Burada Allah-u Teâlâ beş vakit namazı emir buyurmuş, hususiyetle öğle namazını emretmiş oluyor.
Şöyle ki Âyet-i kerime’de geçen “Akşama ulaştığınızda” tabiri “Akşam” ve “Yatsı” namazlarına “Sabaha kavuştuğunuzda” tabiri “Sabah” namazına, “Gündüzün sonunda” tabiri “İkindi” namazına delâlet etmektedir. “Hîne tüzhirûn” yani “Öğle vaktine eriştiğinizde” tabirinden de açık olarak öğle namazı emredilmektedir.
“Güneşin doğuşundan önce ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et.” (Kaf: 39)
Âyet-i kerime’sinde geçen “Güneşin doğuşundan önceki tesbih”ten murad “Sabah namazı”dır. “Batışından önceki tesbih”ten murad ise “Öğle” ve “İkindi” namazlarıdır.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki:
“Öğleyin sıcak şiddetlendiği vakitte namazınızı geciktirerek serinlikte kılınız.” (Buharî, Tecrid-i sarih: 321)