Edip Yüksel kıyametin ne zaman kopacağını biliyormuş. “Kıyametin kopma zamanı 2280 yılı” nda imiş. 19 mucizesi(!) ile Tevbe sûre-i şerif’inin son iki Âyet-i kerime’sini yok sayan adam kıyametin zamanını da biliyormuş.
“Onu Allah’tan başka açığa çıkaracak yoktur.” (Necm: 58)
Yani Allah-u Teâlâ kıyametin ne zaman kopacağını dahi gizlediğini, yalnız kendisinin bildiğini beyan ediyor. Bu adam ise tarihini söylüyor. Bu sözü Hazret-i Allah’ın bu Âyet-i kerime’sini inkârdır. Bu söz küfürdür.
Mekke’li müşrikler Resulullah Aleyhisselâm’a kıyametin ne zaman kopacağını sorarlar, “Eğer sen peygamber isen bize zamanını haber ver!” derlerdi.
Bu hususta Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:
“Sana kıyamet saatinin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar.
Resulüm! De ki: Onu ancak Rabbim bilir. Onun vaktini O’ndan başka bilecek yoktur.
Ağırlığını göklerin ve yerin kaldıramayacağı o saat, sizlere ansızın gelecektir.” (A’raf: 187)
Allah-u Teâlâ “Ancak Ben bilirim” buyuruyor, o ise zamanını, tarihini bildiriyor. Bu sözü ile hem Âyet-i kerime’yi inkâr ediyor, hem de ilâhlığını ilân ediyor. Bu bir şirktir. Bunu yapan müşriktir.
Kıyamet, Allah-u Teâlâ’nın kendi Zât-ı akdes’ine tahsis ettiği gayb işlerindendir.
Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:
“Sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. Resulüm! De ki: Onun bilgisi ancak Allah’ın katındadır. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (A’raf: 187)
Zira ilâhi hükmü inkâr edip kendi zannını hüküm yerine koyduğu için ulûhiyet dâvâsı gütmüştür. Kim onu tasdik ederse küfrüne ortak olur. Ona tâbi olanlar da küfrüne ortaktır. Allah-u Teâlâ’nın açık fermanına göz yuman, umursamayan, bu sözleri kim olursa olsun kabul eden onunla beraberdir.
Bunlar din-i İslâm’ı eğlenceye alanlardır.
İşte Âyet-i kerime:
“Dinlerini oyun ve eğlenceye alanları, dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak.” (En’am: 70)
Diğer Âyet-i kerime’lerinde şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Allah’a ve Resul’üne itaat edin, işitip durduğunuz halde ondan dönmeyin.” (Enfâl: 20)
“İşitmedikleri halde ‘işittik!’ diyenler gibi olmayın.” (Enfâl: 21)
Bu Âyet-i kerime’ler Resulullah Aleyhisselâm’ın sözlerini, emir ve yasaklarını işitip de mühimsemeyen veya hafife alan kimseler hakkında bir ihtar mahiyetindedir.