Âhir Zaman Âlimleri

Cep Kitapları

Âhir Zaman Âlimleri

Muhammed Aleyhisselâm’ın İsâ Aleyhisselâm’ın Geleceğini İhbârı


Buraya kadar ki yazımızda İsâ Aleyhisselâm’ı tanıtmaya çalıştık.

İsâ Aleyhisselâm’ın kıyamete yakın bir zamanda ineceğine dair Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyuruyorlar:

“Hayatım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki; çok sürmez Meryem oğlu İsâ âdil bir hakem olarak inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizye vergisini kaldıracak ve mal o kadar çoğalacak ki, onu kabul eden kimse bulunmayacaktır.” (Buharî. Tecrid-i sarih: 1018)

Haçın kırılması, hıristiyanlığın yeryüzünden kaldırılması demektir. Dinleri iptal edilince, diğer bir çok bâtıl inançlarının yanında domuz yeme âdetleri de kaldırılmış olacak.

Bu Hadis-i şerif’i teyid eden diğer bir Hadis-i şerif’te ise şöyle buyruluyor:

“Vallahi Meryem oğlu İsâ âdil bir hakem olarak mutlaka inecek ve haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizye vergisini kaldıracak, genç dişi develer başıboş bırakılarak onlara rağbet edilmeyecek, bütün düşmanlıklar, küsüşmeler ve hasetlikler muhakkak surette kalkacak.

(İsâ Aleyhisselâm) İnsanları mala dâvet edecek, fakat malı hiç kimse kabul etmeyecektir.” (Müslim: 155)

Çıkan harplerde çok az insan kalacak. Çünkü 3. dünya harbi bitmiş, yahudiler gitmiş, Çinliler yok olmuş, İsâ Aleyhisselâm gönderilmiş, bir çok hadiseler olmuş, her şey meydanda kalmış.

Yani dünya yüzünde insan az, mal ve servet çok. Hazineler var, fakat insan yok.

Câbir bin Abdullah -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’te şöyle buyuruluyor:

“Ümmetimden bir tâife, kıyamet gününe kadar hakk için muzaffer bir şekilde mücadeleye devam edecektir.

O zaman Meryem oğlu İsâ da iner. Müslümanların emiri ‘Gel bize namaz kıldır!’ der. Fakat o ‘Hayır! Allah-u Teâlâ’nın bu ümmete bir ikramı olarak siz birbirinize emirsiniz.’ buyurur.” (Müslim: 155)

Yani Allah-u Teâlâ’nın ona verdiği lütfu tebeyyün ediyor. “Siz Allah-u Teâlâ’nın Resulü’nün nûrunu taşıyorsunuz.” mânâsına gelir.

İsâ Aleyhisselâm dahi Mehdi Aleyhisselâm’ı kabul edecek ve Allah-u Teâlâ’nın tayini olduğu için öne geçmeyecek.

İsâ Aleyhisselâm ki önüne geçmiyor, onun önüne kim geçebilir? Veya karşı gelebilir? Geçtiği zaman durumu ne olur?

Onun nûrunu, onun vekâletini taşıdığı için ulül-azm bir peygamber dahi öne geçemiyor.

Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’te şöyle buyurulmaktadır:

“İnsanlar arasında Meryem oğlu İsâ’ya dünyada ve ahirette en yakın olan benim. Bütün peygamberler kardeştir, bir babanın ayrı kadınlardan doğmuş evlatları gibidir. Dinleri birdir.” (Buharî. Tecrid-i sarih: 1403)

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:

“O’nun peygamberlerinden hiç birini ayırmayız.” buyuruyor. (Bakara: 285)

Onları birbirinden ayırmak emr-i ilâhiye muhalefet etmek demektir.

Onlar gerçek dinde kardeştir, muteber olan da dinde kardeş olmaktır, karında değil. Eğer karında kardeşlik muteber olsaydı Nuh Aleyhisselâm’ın oğlu da dahil olurdu.

Aynı zincir, son bakla...

Yalnız şu var ki, Allah-u Teâlâ Resulullah Aleyhisselâm’ın nûrunu Âdem Aleyhisselâm’a taktı. Onun şeref bulması, o nûr sayesindedir. O nûr bütün peygamberan-ı izam hazeratına geçti. Nûr nûra gelince bütün âlemleri kapladı. Sonra o nûr hangi vekile geçtiyse, yine o aynı âlemlerin nûrunu taşıyordu.

Meselâ bir Hadis-i şerif’te buyuruluyor ki:

“Ümmetimin âlimleri benî İsrâil’in peygamberleri gibidir.” (K. Hafâ)

Bu ise yalnız o nûru taşıyana şâmildir.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Abdullah bin Ömer -radiyallahu anhümâ-dan rivayet edilen diğer bir Hadis-i şerif’lerinde İsâ Aleyhisselâm’ı açık ve net bir şekilde tarif buyuruyorlar.

“Bir gece rüyamda kendimi Kâbe’nin yanında gördüm. Derken öyle karayağız güzeli bir zât gördüm ki, erkeklerden gördüğüm karayağızların en güzeli! Kulaklarına inmiş öyle saçları vardı ki gördüğüm uzun saçların en güzeli! Saçlarını taramış, üzerlerinden su damlıyordu. İki zâta (yahut iki zâtın omuzlarına) dayanarak beyti tavaf ediyordu. ‘Bu kim?’ diye sordum. ‘Meryem oğlu Mesih’ dediler. Sonra birdenbire son derece kıvırcık saçlı, sağ gözü şaşı bir herifle karşılaştım. Zannedersin ki, gözü salkımdan dışarı fırlamış bir üzüm tanesi. ‘Bu kim?’ diye sordum. ‘Bu da Mesih Deccal’dir’ dediler.” (Müslim: 169)

İsâ Aleyhisselâm geldiğinde Deccali öldürecektir.

“Allah’ın düşmanı deccal, İsâ’yı görünce, tıpkı tuzun suda erimesi gibi erir.” (Müslim)

Zülmaniyet nûr ile eriyecek.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde de İsâ Aleyhisselâm’ın yeryüzüne indikten sonra hacc ve umre yapacağını haber vermişlerdir:

“Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki Meryem oğlu hacc veya umre yahut ikisini birden yapmak için mutlaka fecc-i Ravhâ’da telbiye getirecektir.” (Müslim: 1252)

Ümmet-i Muhammed’in her asırdaki âlimlerinin ileri gelenleri, İsâ Aleyhisselâm’ın kıyamete yakın bir zamanda ineceği hakkında icmâ etmişler, muhalefette bulunmamışlardır. Ancak bir takım filozoflar inkâra kalkışmışlardır.

İsâ Aleyhisselâm’ı çok sevmeli ve gelmesini de beklemeliyiz, ancak henüz daha gelmiş değil. Bu yüzden bu çıkanların hepsi sahtedir, yalancıdır, soytarıdır.

İsâ Aleyhisselâm, göğe yükselmeden önce bütün insanlara en büyük müjdeyi vererek şöyle söylemişti.

“Ey İsrailoğulları! Doğrusu ben, benden önce gelmiş Tevrat’ı tasdik edip doğrulayan, benden sonra gelecek ve ismi Ahmed olacak bir peygamberi müjdeleyen Allah’ın size gönderilmiş bir peygamberiyim.” (Saf: 6)

Âyet-i kerime’de buyurulduğu üzere; İsâ Aleyhisselâm, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin geleceğini haber verdiği gibi, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de İsâ Aleyhisselâm’ın geleceğini duyurmuştur.

Biz de size bunları duyurmaya çalışıyoruz. Ve hemen ona uymanızı tavsiye ediyoruz. Ancak sahtelere değil.

Ey kardeş!

Hıristiyan âlemi hakikatı arıyor ve bir gün bulacak. Sen de bu bölücüleri bırak ve hakikatı bul!

Onlar bölücüler kadar muhalefet edemez. Çünkü o “İsâ geldi.” der, “Ben onu bekliyordum.” der, amma bölücü kendi imamını bekler. Onların akibeti çok daha kötü. Çünkü Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz dinden çıkacaklarını ve bir daha dine girmeyeceklerini, onların hayvandan da daha aşağı olduklarını haber veriyor.

Hıristiyan, İsâ Aleyhisselâm’ın gelmesiyle aradığını beklediğini bulmuş olacak ve fakat bölücü dinden çıktığından ötürü, ne arayacak ne de bekleyecek.

Kurtuluşa ermen için sana bunca Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’lerle hakikatı açıkça beyan ediyoruz.

Yetmişiki fırka dalâlette ve cehennemde olduğu için o bir fırkayı bul. Bölücülerin arasında bulunursan; o bir fırkayı bulamadığın gibi, İsâ Aleyhisselâm’a uymana da mâni olurlar.


 

Önceki Sonraki

İçindekiler