Yalancı imamlardan size çok bahsettik. Gerçekten bir imam gelecek, fakat fakirin tahminine göre bu zamana daha otuz-kırk sene var. Nasibi olan bu hakiki imamı görür. Çıktığı zaman tereddütsüz biat edin.
Çünkü Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde onun hakkında şöyle buyuruyor:
“Bakalım imamınız kendinizden olduğu halde Meryem oğlu İsâ yanınıza indiği zaman durumunuz nasıl olur?” (Buharî. Tecrid-i sarih: 1406)
Herkes imtihan olacak, böylece iman ile küfür ayrılacak.
Allah-u Teâlâ kime o lütuf nurunu koymuşsa ona tâbi olacak, kime koymamışsa olmayacak.
Önümüzde çok büyük hadiseler, çok büyük sıkıntılar, çok büyük harpler var. Şimdiden Hazret-i Allah ve Resulüne sığınmaya bakın.
Bir Hadis-i şerif’te şöyle buyuruluyor:
“Dünyanın geniş vakitlerinde, (yani sıhhat ve servet, asayiş ve emniyet gibi esbab-ı istirahat mükemmel olduğu bir zamanda Cenâb-ı Hakk’a ibadet ve taat ile kendini takdim et ki,) muzayakalı bir zamanda seni lütfu ile yad buyursun.” (Ahmed bin Hanbel)
Binaenaleyh İsâ Aleyhisselam inecek ve Mehdi Aleyhisselâm’ın arkasında namaz kılacaktır. Beraberce cihad edecekler. Deccali öldüreceklerdir.
“İsâ bin Meryem’in arkasında namaz kılacağı kişi bizdendir.” (İmâm-ı Suyûtî)
Daha Mehdi Aleyhisselâm gelmediği ve daha otuz-kırk sene olduğu bilindiği halde İsâ Aleyhisselâm’la Mehdi Aleyhisselâm’ın beraber olacakları Hadis-i şerif’lerde arzedildiğine göre, bu sahte İsâ nereden çıktı?
Bir diğer Hadis-i şerif’lerinde ise şöyle buyuruyorlar:
“Mehdi bu ümmettendir ve İsâ Aleyhisselâm’a imam olacaktır.” (İmâm-ı Suyûtî)
Ebu Ümame -radiyallahu anh-den şöyle rivayet edilmiştir:
“Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize hitab etti. Deccal’i anarak şöyle buyurdu:
“Medine, körüğün demirin pasını giderdiği gibi içindeki pisliği giderir, o güne kurtuluş günü denir.”
Ümmü Şüreyk:
“Yâ Resulellah! O gün Araplar nerede?” diye sordu.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
“Onlar o gün az olurlar, imamları salih bir insan olan Mehdi olduğu halde, Beytül Makdis’e sığınırlar. Orada imamları kendilerine sabah namazını kıldırmak için öne geçtiği sıra, bir de bakarlar ki İsâ bin Meryem Aleyhisselâm sabah vaktinde inmiştir. Bu imam (Mehdi) İsâ’yı öne geçirmek için arka arka çekilir. İsâ Aleyhisselâm onun omuzlarına elini koyar ve ona der ki: ‘Geç öne namazı kıldır. Zira kamet senin için getirilmiştir.’ Bunun üzerine imamları (Mehdi) onlara namazı kıldırır.” (İbn-i Mâce, Hâkim)
Hülasâ-i kelâm İsâ Aleyhisselâm ile Mehdi Aleyhisselâm beraberce İslâm dininin muzafferiyeti için çalışacaklar. Kendilerine verilen vazifeyi bihakkın yapacaklardır.
Sahtelere ise bu vazifeyi kim veriyor? Şeytan...
Ve onlar şeytanın yardımcısı, askeridirler. Bunlar çıkacak fakat biz her zaman olduğu gibi bu mevzuda da Hadis-i şerif’lerin nûr ışığı üzerinde ümmet-i Muhammed’e gerçek İsâ Aleyhisselâm’ın alametlerini belirtiyor ve izah ediyoruz.
•
Şeytanın gönderdiği yalancı İsâ’ların çıkacağını haber veren Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyuruyorlar:
“Hepsi de Allah’ın peygamberi olduğunu iddiâ eden otuza yakın yalancı deccaller türemedikçe kıyamet kopmaz.” (Tirmizi: 2219)
Şimdi deccaliyet devrinin içindeyiz, en son deccale gelinceye kadar devam edecek.
“Şüphesiz ki kıyametin önünde yalancılar zuhur edecektir.” (Müslim)
İşte bu yalancılar bu zamanda mevcuttur. Onların her şeyi yalan ve dolandır.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde bu gibilerin durumunu şöyle açıklamaktadır:
“Onlar hakikaten kendilerinin bir şey üzerinde bulunduklarını sanırlar. İyi bilin ki onlar yalancılardır. Şeytan onları istilâ etmiş, onlara Allah’ı anmayı bile unutturmuştur. Onlar şeytan fırkasıdır. İyi bilin ki, asıl kayba uğrayanlar şeytan taraftarı olanlardır.” (Mücâdele: 18-19)
Ey müslüman!
Şeytanın istila ettiği bu sahteler şeytan taraftarıdırlar. Onlara tâbi olan da onlarla beraberdir ve şeytan fırkasındandır. Bu yalancılara kanmayın, onları iyi tanıyın.
Çünkü bunlar yalancıdır, sahtedir, soytarıdır.
Hadis-i şerif’te şöyle buyuruluyor:
“Ümmetimden yalancılar deccaller vücuda gelir.” (Münâvî)
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde onları bize şöyle tanıtıyor:
“Onları ateşe çağıran imamlar kıldık. Kıyamet günü onlar yardım görmeyeceklerdir.” (Kasas: 41)
Allah-u Teâlâ’nın, meleklerin ve müminlerin lâneti üzerlerine olacak, rahmet-i ilâhîden tardedileceklerdir.
Bunlar kimlerdir?
“Sen o münafıkları gördüğün zaman, kalıpları hoşuna gider ve söylerlerse dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar direk olmuş keresteler gibidirler. Ve her gürültüyü, korkularından aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, onun için (kendilerine emniyet etme) onlardan sakın. Allah kahretsin onları. Hakk’tan nasıl çevriliyorlar?” (Münâfikun: 4)
Onları halk seçer. Seçtikleri halkı da cehenneme götürürler. Bütün iş ve icraatlarının hepsi ahkama ters düşer. Para toplarlar. Nam, şöhret peşinde koşarlar. Bunların ahirette hiçbir nasipleri olmaz.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde şöyle buyurmaktadır:
“Eğer onlara uyarsanız siz de müşrik olursunuz.” (En’am: 121)
“Hainlerden taraf olma!” (Nisâ: 105)
“Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılarak öğüt verildikten sonra onlardan yüz çeviren kimseden daha zâlim kim olabilir?
Muhakkak ki biz zalimlerden öç alacağız.” (Secde: 22)
“Her yalancı, günah yüklü kimseye veyl!” (Câsiye: 7)
Allah-u Teâlâ diğer bir Âyet-i kerime’sinde bu sapmışların zâlim olduklarını, cehaletin koyu karanlıklarına daldıklarını, hidayetten uzaklaştıklarını haber vermektedir:
“Hayır!.. O zulmedenler bilgisizce keyiflerine uydular. Allah’ın saptırdığını kim hidayete getirebilir? Onların hiç bir yardımcıları yoktur.”(Rum: 29)
Abdullah bin Ömer -radiyallahu anhümâ- dan rivayet edildiğine göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“İleride genç bir grup ortaya çıkacak. Bunlar Kur’an’ı okuyacaklar, ancak okudukları gırtlaklarından aşağıya geçmeyecek.
Onlardan bir grup çıktıkça kökleri kazınacaktır. Nihayet onların bu sürdürdüğü hile ve aldatma esnasında deccal çıkacaktır.”
Abdullah bin Ömer -radiyallahu anhümâ- der ki:
“Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- in; ‘Onlardan bir grup çıktıkça kökleri kazınacaktır.’ ibaresini yirmi kereden fazla işittim.” (İbn-i Mâce: 174)
Yani türemeler türeyecek, kökü kesilecek, yine türeyecek yine kökü kesilecek. Bu o kadar devam edecek ki, deccal çıkıncaya kadar bu türeme devri devam edecek.
Deccal çıkınca artık İslâm’ı yaşamak isteyenlere büsbütün büyük güçlükler gelecek. Devr-i deccalde yaşıyoruz ve bu devir otuz deccale kadar devam edecek. Otuzuncusu çok büyük fitne ve fücurla gelecek. Hazret-i Allah İsâ Aleyhisselâm’ı gönderecek, gerek bu deccalı, gerek bu fitne fücuru kaldıracak.
Ey kardeşler! Önümüzde bu kadar tehlikeli devirler var. Hazret-i Allah’a ve Resul’üne sığının.
Kitapları daima okuyun ve böylece bu devirleri aşmaya bakın.