Âhir Zaman Âlimleri

Cep Kitapları

Âhir Zaman Âlimleri

Havârîler


İsâ Aleyhisselâm’ın oniki kadar Havârî denilen talebeleri ve yakın arkadaşları vardı. Havârî, samimi dost ve yardımcı mânâsına gelmektedir. Bunlar Resulullah Aleyhisselâm’ın ashabı gibi, İsâ Aleyhisselâm’a, o hayatta iken iman eden ve sadâkat gösteren müminlerdir.

Allah-u Teâlâ onları Kur’an-ı kerim’inde anmış ve gelecek nesillere övgü ile duyurmuştur:

“İsâ onların inkârlarını hissedince;

‘Allah yolunda yardımcılarım kimlerdir?’ dedi. Havârîler ‘Biziz Allah’ın yardımcıları, Allah’a inandık, şâhid ol ki biz müslümanlarız!’ dediler.” (Âl-i imran: 52)

Havârîler Allah-u Teâlâ’ya karşı samimi imanlarını da şöyle ikrar ettiler:

“Ey Rabbimiz! Senin indirdiğine inandık, Peygamber’e uyduk. Bizi şâhid olanlarla beraber yaz!” (Âl-i imran: 53)

Havârîlerin bu iman ve arzuları aslında Allah-u Teâlâ’nın kendilerine bir ilhamının neticesi idi.

Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

“Havarîlere ‘Bana ve peygamber’ime iman edin!’ diye ilham etmiştim. Onlar da ‘İman ettik, bizim müslümanlar olduğumuza şahid ol!’ demişlerdi.” (Mâide: 111)

Allah-u Teâlâ Ümmet-i Muhammed’e hitap buyurarak, Havarîleri bu fazilet ve meziyetlerinden dolayı onlara misal olarak göstermektedir:

“Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun!

Nitekim Meryem oğlu İsâ Havarîler’e ‘Allah’a giden yolda benim yardımcılarım kimlerdir?’ demişti. Havarîler de ‘Biziz Allah’ın yardımcıları!’ demişlerdi.” (Saf: 14)

Havarîler daha önceleri makam sahibi, soylu ve zengin kimselerdi. İsâ Aleyhisselâm’a tâbi olduktan sonra, onun uyarması üzerine kendi kazandıkları rızıklarıyla geçinmeye başlamışlardır.

İsâ Aleyhisselâm göğe çekildikten sonra, vasiyetini muhafaza edip talimini yapanlar bunlar olmuş, çoğu, zamanla birer birer şehid edilmişlerdir.


 

Önceki Sonraki

İçindekiler