Cevâhirullah-1

CEVÂHİRULLAH-1

30 Eylül 1990 günü Hakikat Vakfı’nın açılması ile başlayan ve üç ayda bir yapılan Vakıf Sohbetleri “Kalblerin Anahtarı” külliyâtının bazılarına alınmıştır. Bu eser ise 69-91. sohbetler arasındaki 23 sohbetten teşekkül etmiştir.

Bu sohbetlerde, hususiyetle Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri başta olmak üzere geçmişte yaşamış Evliyâullah Hazerâtı’nın Hâtem-i veli hakkındaki beyanları arzedilerek izahları yapılmıştır.

Yine bu sohbetlerde Resulullah Aleyhisselâm’ın “Velâyet”inin Hâtem-i veli’ye doğrudan doğruya intikal ettiği; Allah-u Teâlâ’nın Hâtem-i nebi’ye ne ki ihsan ettiyse o ihsanı Hâtem-i veli’ye ilka ettiği; Hâtem-i veli’nin velâyetinin diğer velâyetlerden üstün olduğu misallerle açıklanmaktadır.

Tahkik ve tetkik edildiğinde görülecektir ki, şimdiye kadar duyulmayan hiçbir kitapta da geçmeyen ince sırlar, bâtınların da bâtını hakikatler gönülden kaleme dökülmüş, hakikati arayan müslümanların istifadesine arzedilmiştir.


Yayın Tarihi: 2005
Kapak: Yaldız Baskılı Sert Cilt Kapağı
Kapak Cilt Rengi: Bordo ve Yeşil iki farklı renk çeşidi
Kâğıt Cinsi: 70 gr. 1. Hamur Beyaz Kâğıt - Kenarları Yaldızlı
Ebat: 17x24 cm
Sayfa Sayısı: 560

 

İÇİNDEKİLER

TAKDİM

69. VAKIF SOHBETİ

Velilerin sonuncusu Hâtemü’l-evliyâ’nın da, Âdem Aleyhisselâm’ın su ile toprak arasında iken veli olduğu

Makam-ı Mahmûd

Şükür üç türlüdür

Vesile Makamı

Kimsenin erişemeyeceği makam

En hayırlı ümmet

Emr-i bil-ma’rûf nehy-i anil-münker

Sehm-i nübüvvet’e ve Sehm-i velâyet’e vâris olanlar

İlham kapısının açık kalışı

Kalplerde parıldayan âyetlerle ilgili Âyet-i kerime

Tâlimsiz ilim öğretilenler

Hikmet-i ulyâ

Zâhirî ve Bâtınî ulü’l-elbâb

Hâtem-i veli’ye verilen ilmin yanında Mârifet ehlinin ilminin kabuk kalışı

Hâtem-i veli’nin cesedlenmiş bir rûhâniyet oluşu

“Sirâc-ı münîr”

Kalpleriyle Allah’a seyredenler

Resulullah Aleyhisselâm’ın Ehl-i beyt’i

Hazret-i Ali -radiyallahu anh- Efendimiz’in, yeryüzünün Allah’ın hüccetini kâim kılandan hâlî kalmayacağına dâir beyanı

Peygamberlerin ve şehitlerin kıyamet gününde Allah-u Teâlâ’ya olan yakınlıklarına ve yerlerine gıpta edecekleri has veliler

Hassü’l-has muhaddesler

Peygamberlerin menzillerine kadar yaklaşabilen muhaddesler

Hâtem-i veli’nin Zâtiyet hazinelerinin anahtarlarını elinde bulundurması

Ona yeryüzünde: “Ey Vâhidî!” diye nidâ eden kimsenin doğru söylemiş olacağı

Âhir zamanda gelecek olan topluluğa dâir Hadis-i şerif

Ashâb-ı kiram’ın fazileti

Bu topluluğun o topluluk, o topluluğun bu topluluk olduğu

Hâtem-i veli’nin faziletinden dolayı ihvanın faziletli oluşu

Bediüzzaman Hazretleri’nin; bu mânevî ordunun kıymetine dâir ifşaatı

Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-in “Bu boğaz kesilir” beyanı

Âhir zamanda Hâtem’ül-velâye’den başka adaleti (hakkaniyeti) ayakta tutacak kimsenin olmayacağı

“Mustafa geldi yine...”

70. VAKIF SOHBETİ

Hâtem-i nebi gibi Hâtem-i veli’nin de, Âdem Aleyhisselâm’ın su ile toprak arasında iken veli olduğu

Hâtem-i veli’nin, Resulullah Aleyhisselâm’ın kademi üzerinde olduğu

Ali Havass -kuddise sırruh- Hazretleri’nin ifşaatı

İki Hâtem

Vesile makamı

Resulullah Aleyhisselâm’ın vasıta kılınması

Tevessül

Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- Efendimiz’in kıtlık başgösterdiğinde, Resulullah Aleyhisselâm’ın amcası Hazret-i Abbas -radiyallahu anh- ile tevessül etmesi

Hâtem-i veli’nin mişkâtı

Ehadiyyet makamı

Hâtem-i veli’ye, dilediği kimseye şefaat etme yetkisi verilmesi

Hâtem-i veli’nin Zâtiyet hazinelerinin anahtarlarını elinde bulundurması

Hâtem-i veli’nin şefaatine işaret eden Hadis-i şerif

Muhyiddin-i İbn’ül-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin Hâtem-i veli’nin kim olduğunu merak edişi

Muhyiddin-i İbn’ül-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin ikinci bir tecelliyatta Hâtem-i veli’yi hakkıyla görmesi

Muhyiddin-i İbn’ül-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin Hâtem-i veli hakkında müstakil bir eser yazması

“El-fakru fahrî” Hadis-i şerif’i

Hâtem-i veli’nin tevazusu

Muhyiddin-i İbn’ül-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin Hâtem-i veli’nin elini kabul etmekle emrolunması

Hâtem-i veli’nin iradesinin kendi elinde olmayışı

Hâtem-i veli’nin cesedlenmiş bir rûhâniyet oluşu

Sıddık-ı Ekber -radiyallahu anh-in dahi onun bayrağı altında çıkacağı

Hâtem-i veli’ye melekûtun gösterilmesi

Hâtem-i veli’nin ilmi ve velâyetinin hakikati

Hâtem-i veli’nin bir cihetten enzel (geri), bir cihetten a’lâ (yüksek) olduğu

Hâtem-i veli’nin bu ilmi Cebrâil Aleyhisselâm’ın aldığı kaynaktan aldığı

Hâtemü’l-evliyâ iki tuğlanın timsâli olup, duvarın onunla tamam olacağı

Hâtem-i veli’nin rûhî yapısı

Hâtem-i veli’nin mahviyeti

Hâtem-i veli’nin ceddine yani Muhammed Aleyhisselâm’a çok benzeyen bir kimse olduğu, ahlâkı hususunda ondan farklı olmadığı

Hâtem-i veli’nin aslı ruhânî, görünüşü insâni ve ismi de ‘Diri’ olan bir yardımcısı olduğu

Müthiş meşhed

Velâyet kandilinin nuru

Hâtem-i nebi’nin en kâmil vârisinin Hâtem-i veli olduğu

Rûh-i Muhammedî’nin, Muhammedî velâyetin Hatm’inde en kâmil şekliyle zuhur ettiği

Hâtem-i veli’nin Resulullah Aleyhisselâm’ın Ehl-i beyt’inden bir kimsenin olacağı

Üç merdiven

Hâtem-i veli’nin ikinci bin yılın müceddidi oluşu

Garipler Fırkası

Âhir zamanda Ashâb-ı kiram’dan elli kişinin sevabı kadar sevap alan zümre hakkındaki Hadis-i şerif

71. VAKIF SOHBETİ

Mâşuk makamı

Muhammed Aleyhisselâm’a muhabbet

“Levlâke Levlâk...”

“Yâ Ömer! Şimdi imanın kemâle erdi.”

“Kul olan neylesin mal ile câhı!”

Hikmet-i Ulyâ

Hâtem-i veli’nin, Rabb’inin huzurunu mekân edinmesi

Hâtem-i veli’nin vasıfları

Resulullah Aleyhisselâm’ın Hâtem-i veli ile iftihar etmesi ve bizzat onunla yetinip karar kılması

Allah-u Teâlâ’nın Hâtem-i veli’nin ismini yüceltmesi

Hâtem-i veli’nin bir çiçek misâli baharda açacağı, meyvelerinin ise güzün toplanacağı

Hâtem-i veli’nin yeryüzünde Allah-u Teâlâ’nın “Tek”i olduğu

“Kayıtlı mânâda doğru” olan söz

Hâtem-i nebi gibi Hâtem-i veli’nin de, Âdem Aleyhisselâm’ın su ile toprak arasında iken veli olduğu

Hâtem-i veli’nin bu ilmi Cebrâil Aleyhisselâm’ın aldığı kaynaktan aldığı

Hâtem-i veli’nin, Hâtem-i nebi’nin güzelliklerinden bir güzellik, yüce mertebelerinden yüce bir mertebe oluşu

Hâtem-i veli’nin, Allah-u Teâlâ’nın takdiri ile âlim oluşu

Hâtem-i veli’nin, Allah-u Teâlâ’nın sevgililerinin en sâlihi oluşu

Hâtem-i veli’den başka hiçbir velinin ulaşamayacağı bildirilen “Vahdâniyyet” ve “Ferdâniyyet” mertebesi

İlâhî ilimleri insan hafsalasının alamayacağı, bu gibi esrâr-ı ilâhî’yi ancak Hâtem-i veli’nin ve ona vâris olan diğer velilerin bilebileceği

Muhyiddin-i İbn’ül-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin Hâtem-i veli’nin elini kabul etmekle emrolunması

İsmail Hakkı Bursevî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin “Kitâbu’n-Netice” adlı eserinde Hâtem-i veli hakkında beyan buyurduğu selis ifşaatları ve açıklaması

Hâtem-i veli’nin şefaatine işaret eden Hadis-i şerif

Hâtem-i veli’ye muhabbetin semeresi

Kütüb-ü semâviye’nin Hâtem-i veli’nin kitaplarına yayılmış olacağı

Havass zâtların Hâtem-i veli’nin dergâhına yüzüstü sürünerek geleceği

Hâtem-i veli’nin eserlerinin Mehdi Resul’e hazır bir program olarak kalacağı

Onun izinden giden seçkin ihvana ahirette nurdan elbise giydirileceği

Hâtem-i veli’nin zâhirde tâbi olduğu hükmü, bâtında Allah’tan alacağına dâir Şeyhü’l-Ekber -kuddise sırruh- Hazretleri’nin beyanı

İkinci bin senenin içinde ümmetin faziletli olanlarının Hâtem-i veli, Mehdi Resul ve İsa Aleyhisselâm olduğu

Âhir zamanda Ashâb-ı kiram’dan elli kişinin sevabı kadar sevap alan zümre hakkındaki Hadis-i şerif

“Veli nebiden üstündür.” sözünün mutlak mânâda değil, kayıtlı mânâda sahih olduğu

Ashâb-ı kiram’dan sonra daha faziletli kulların geleceğine dâir Hadis-i şerif ve izahı

Ahirette yüz şehit sevabı verilecek kimseler

Müdahale etse gücü yetmiyor, sabretse gönlü yetmiyor

Hâtem-i veli’nin cihadı

Deccâl’den daha beter olan sapıtıcı imamların türeyişi

Hâtem-i veli’nin âhir zamanda dini ve onun ehlini fitnelerden temizleyip aslını koruyacağı

Âhir zamanda Hâtemü’l-velâye’den başka adaleti (hakkaniyeti) ayakta tutacak kimsenin olmayacağı

Hâtem-i veli’nin âhir zamanda şer’î hudutları yeniden yerine oturtacağı

Hâtem-i veli’nin zuhuru ile güneşin batıdan doğma saatinin artık iyice yaklaşacağı

Kıyametin büyük alâmetlerinden bazıları

İhvana öğütler

72. VAKIF SOHBETİ

“İnfirâd billâh” makamı ve hâtemlerin durumu

Miraç yolculuğundaki bir sır

Cezbenin mânâsı

Bütün perdelerin kalktığı makam

Gönül yoluyla Miraç

Kehribarın tozu olanlar

“Benim Allah ile öyle bir vaktim olur ki...” Hadis-i şerif’i

Hâtem-i veli’nin vasıfları

Hâtem-i veli’nin Allah-u Teâlâ’nın kendisiyle dirilttiği ve kendi adına kullandığı bir kul oluşu

Hâtem-i veli’nin bir çiçek misâli baharda açacağı, meyvelerinin ise güzün toplanacağı

Ona yeryüzünde: “Ey Vâhidî!” diye nidâ eden kimsenin doğru söylemiş olacağı

Hâtem-i veli’nin cihadı

Müceddid Hadis-i şerif’i

Âhir zamanda ilmin zâhir olması

Hâtem-i veli’nin ikinci bin yılın müceddidi oluşu

Evvelkilerle sonrakilerin birleşmesi

Bazı Hadis-i şerif’lerin hususa, bazı Hadis-i şerif’lerin umuma âit oluşu

İlmin ve aklın kısımları

Gizlenmiş mücevherât gibi olan ilimler

İlm-i billâh’ın en son ilim oluşu

İkinci bin senenin içinde ümmetin faziletli olanlarının Hâtem-i veli, Mehdi Resul ve İsa Aleyhisselâm olduğu

Hazret-i Ali -radiyallahu anh- Efendimiz’in, yeryüzünün Allah’ın hüccetini kâim kılandan hâlî kalmayacağına dâir beyanı

Sehm-i nübüvvet’e ve Sehm-i velâyet’e vâris olanlar

Allah-u Teâlâ’dan dilediği zaman an be an ilim ve bilgi alan Muhaddesler

Hâtem-i veli’nin hem açık hem gizli oluşu

Hilâfet-i Muhammediye’nin zâhirinin Mehdi Aleyhisselâm’la, bâtınının İsa Aleyhisselâm’la sona ermesi gibi; velâyet-i Muhammediye’nin de Hâtem-i veli ile sona ereceği

Hâtem-i veli gibi cem edici bir kimse olmayacağı, kendisinden sonra hiç kimsenin onun vâris olduğu şeyi elde edemeyeceği

Ümmetin başı ile sonunun benzerliğini gösteren bazı Hadis-i şerif’ler

73. VAKIF SOHBETİ

Hakk’a vusûlün cezbe ile olanının “Efrad” adı verilen seçilmişlere mahsus olduğu

Allah’ta hiç olabilmenin mânâsı

Zâriyât sûre-i şerif’inin 21. Âyet-i kerime’si

Hâtem-i veli’nin Allah-u Teâlâ’nın kabzasında hareket ettiği

Refik-i âlâ

Evliyâullah Hazerâtı’nın ulaşamayıp tarif ettiği nokta

Hâtem-i veli’nin hazlarını Rabb’inden aldığı

Hâtem-i veli’nin, Resulullah Aleyhisselâm’a tam vâris olan “Ferd-i kâmil” olduğu

“Ferdaniyet makamı”

Ona serpileni başkasının topladığı

Hâtem-i veli’nin yıllar önce gördüğü bir rüyâsı

Velâyet’in imamlığını, reisliğini ve “Hatmü’l-velâye”yi elinde bulunduran Hâtem-i velinin sıfatı

Yarışı ancak Müferridler’in kazandığı

“O’nunla O’nu zikretme”nin mânâsı

“Benim Allah ile öyle bir vaktim olur ki...” Hadis-i şerif’i

Hazret-i Allah ile alınan nefesin nefeslerin en güzeli olduğu, Hazret-i Allah ile yapılan mülâkatın mülâkatların en güzeli olduğu

Hâtem-i veli’nin mahviyeti

Hâtem-i veli’nin Zâtiyet hazinelerinin anahtarlarını elinde bulundurması

Peygamberlerle veliler arasındaki fark

Hâtem-i veli ve Bayraklılar Ashâbı

Resulullah Aleyhisselâm’ın “Sehm-i nübüvvet”ine vâris olanlar

Resulullah Aleyhisselâm’ın “Sehm-i velâyet”ine vâris olanlar

Resulullah Aleyhisselâm’ın “Hem nübüvvetine hem de velâyet”ine vâris olanlar

Garipler kimlerdir?

Ümmetin başı ile sonunun benzerliğini gösteren Hadis-i şerif’ler

Hâtem-i veli’nin eserlerinin Mehdi Resul’e hazır bir program olarak kalacağı

Resulullah Aleyhisselâm’ın “Ashâb” ile “İhvan”ı birbirine bitiştirdiğine dâir Hadis-i şerif ve izahı

Cennete ilk giren cemaat hakkında Hadis-i şerif

Hâtem-i veli’nin, Hâtem-i nebi’nin mânevî beyt’ine sığındığı, zâhirî beyt’ine mensup olan diğer velilerden öne geçtiği

74. VAKIF SOHBETİ

İntikalin bâtınî keyfiyeti. Emanetin başka, intikalin başka olduğu

Müceddid Hadis-i şerif’i

Kararmış olan âlemin Hâtem-i veli’nin zuhur nuru ile aydınlanacağı

Hâtem-i veli’nin zamanda bir değil, âlemde bir olduğu, Allah-u Teâlâ’nın velâyeti onunla hatmedip mühürleyeceği, Muhammedî veliler içinde ondan daha büyük bir kimse olmayacağı

İlâhî hakimiyet ve velâyetin Hâtem-i veli’de toplanması ile Hazret-i Mehdi’nin açığa çıkmasının artık yaklaşmış olacağı

İhvana öğütler

“Mustafa geldi yine...”

“O Resulullah Aleyhisselâm’ın gölgesidir.” sözünün mânâsı

Hatem-i veli’nin üzerine inkârın çok ve fazla oluşunun sebebi

Resulullah Aleyhisselâm’ın Hâtem-i veli ile iftihar etmesi ve bizzat onunla yetinip karar kılması

Hâtem-i veli’nin yüce vasıfları

Velilerin sonuncusu Hâtemü’l-evliyâ’nın da, Âdem Aleyhisselâm’ın su ile toprak arasında iken veli olduğu

Hâtem-i veli’nin cesedlenmiş bir rûhâniyet oluşu

Hâtem-i veli’nin hiç bilmezken hâtem olduğu

Hâtem-i veli’nin dünyada da, ahirette de bir delil olduğu

Hatem-i veli’nin Muhaddes oluşu

Hâtem-i veli’nin ihvanının da o intikalin içine girmesi

Evvelkilerle sonrakilerin birleşmesi

Hâtem-i veli’nin, Hâtem-i nebi’nin güzelliklerinden bir güzellik oluşu

Dünya hasenesi Hâtemü’n-nübüvve olduğu gibi, ahiret iyiliği ile murâd edilenin de Hâtemü’l-velâye olduğu

Hatem-i veli’nin Resulullah Aleyhisselâm’a tam vâris oluşu

Hâtem-i veli’nin Allah-u Teâlâ’nın kendisinde gizlendiği bir kul oluşu

Hikmet-i ulyâ’yı elinde bulunduran Hatem-i veli’de Hazret-i Kur’an’ın ilminin bütünüyle toplanacağı

Musa Aleyhisselâm’ın: “Keşke ben Muhammed’in ümmetinden olsaydım!” temennisinden maksadı

Allah-u Teâlâ’nın Resulullah Aleyhisselâm’a nübüvvetine göre tecellî ettiği, Hâtem-i veli’ye ise velâyetine göre tecellî ettiği

Hâtem-i veli’nin her şeyi bildiği, hiçbir şey bilmediği

Hâtem-i veli’nin mahviyeti

Hâtem-i veli’nin Hakk’ın idaresinde olduğu

Hızır Aleyhisselâm’ın ledün ilmi karşısında Musa Aleyhisselâm’ın hayrete düşmesi

İlâhî tecelliyâtın mirasçıları

Allah-u Teâlâ’nın hayır dilemediği kimselerin, çok çalışmalarına rağmen kazançlarının boşa gittiğine dâir bir misal

Abdülkâdir Geylânî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin “Fütûhü’l-Gayb” adlı eserinde Hâtem-i veli’nin yüce vasıflarını bir bir beyan etmesi

Dâvud el-Kayserî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin ifşaatı

Hâtem-i veli’nin sayılı noksansız şahıslardan birisi olduğu

Hâtem-i veli’nin bu ilmi Cebrâil Aleyhisselâm’ın aldığı kaynaktan alarak, şeriat hususunda Hâtemü’r-rüsul ile denkleştiği

Hatem-i veli’nin, Hâtem-i nebi’nin velâyet derecesindeki tam mazharı oluşu

Sıddık-ı Ekber -radiyallahu anh-in dahi onun bayrağı altında çıkacağı

Hâtem-i veli’nin âhir zamanda geleceği ve onunla velâyetin son bulacağı

75. VAKIF SOHBETİ

“Hâtemü’l-evliyâ kimdir? Hâtemü’n-nübüvvet ve Hâtemü’l-velâyet nedir?” sorularının cevabı

Resulullah Aleyhisselâm’ın bütün peygamberlerin seyyidi oluşunun sebebi

Resulullah Aleyhisselâm’ım Makam-ı Mahmud’daki durumu

Kadem-i sıdk

Hâtem-i veli’nin kıyâmet gününe kadar Allah-u Teâlâ’nın, diğer velilere hücceti olacağı

Muhammed Alayhisselâm’ın “Nübüvvet sıdkı” bulunduğu gibi, Hâtem-i veli’nin de “Velâyet sıdkı” olduğu

Hâtem-i veli’nin vasıfları

Yakınlık nesebi

Mânevî nesebin, zâhirî nesepten efdal olduğu

Ehl-i Beyt’in sahası

Velâyet-i Muhammedî’nin Hâtem’inin Arap soyunun en asillerinden bir zât olduğu ve ceddine (yani Muhammed Aleyhisselâm’a) çok benzeyeceği

“Büyük arş, büyük Allah’ın büyük maskesidir.” mevzusu

Allah-u Teâlâ’nın arşı istivâ etmesinin mânâsı

Gaybın bilinip bilinmeyeceği

“Bunu bir bilene sor!” Âyet-i kerime’si

Hatem-i veli’nin mahviyeti

Uludağ, karınca, güneş ve Arşurahman misali

İhlâs sûre-i şerif’inin bâtınî izahı

İlm-i billâh’ın en son ilim olduğu

76. VAKIF SOHBETİ

“Muhaddes veliler’in efendisi” olan “Hâtem-i veli”ye verilen en büyük hisse

Resul ile nebi arasındaki fark

Muhaddes’in mânâsı

Hazret-i Ali -radiyallahu anh- Efendimiz’in, yeryüzünün Allah’ın hüccetini kâim kılandan hâlî kalmayacağına dâir beyanı

Resulullah Aleyhisselâm’ın “Velâyet”inin bir babadan evlâda miras geldiği gibi Hâtem-i veli’ye doğrudan doğruya intikal ettiği

Hâtemü’l-evliyâ’nın, gerçekte Hâtemü’l-enbiyâ’dan başkası olmadığı

“Veli nebiden üstündür.” sözünün mutlak mânâda değil, kayıtlı mânâda sahih olduğu

Hâtem-i veli’nin velâyetinin Resulullah Aleyhisselâm’ın velâyeti olduğu için, onun velâyetinin diğer peygamberlerin velâyetinden üstün olduğu

Hâtem-i nebi’nin en kâmil vârisinin Hâtem-i veli olduğu

Hakîm et-Tirmizî’nin memleketinden sürülüşü

Hâtem-i veli’nin cihadı

Hâtem-i veli’nin, Allah’ın kendisinde gizlendiği kul oluşu

“Mustafa geldi yine...” sözünün mânâsı

“Onunla konuşan dedi ki.” sözünün mânâsı

Allah-u Teâlâ’nın bir insanla üç şekilde konuştuğu

Hâtem-i veli’nin Allah-u Teâlâ’nın kabzasında hareket ettiği

Hâtem-i veli’nin mahviyeti

77. VAKIF SOHBETİ

Hâtem-i veli’nin vasıfları

Hâtem-i veli’nin Allah-u Teâlâ’nın kendi adına kullandığı bir kul oluşu

Resulullah Aleyhisselâm’ın Hâtem-i veli ile iftihar etmesi ve bizzat onunla yetinip karar kılması

Hâtem-i veli’nin bir çiçek misâli baharda açacağı, meyvelerinin ise güzün toplanacağı

“Hafîfü’l-haz”ın mânâsı

Hâtem-i nebi gibi Hâtem-i veli’nin de, Âdem Aleyhisselâm’ın su ile toprak arasında iken veli olduğu

Hâtem-i veli’nin hidayetinin nurlarının bahr-ı muhid gibi bütün âlemi sardığı

Hâtem-i veli’nin “Rahmeten lil-âlemîn”in vekâletine vâris olması

İnsanların çoğunun aynı zamanda onun, mutlak bir biçimde “Hâtemü’n-nübüvve” olduğunu bilmediği

“Veli” ve “Hamîd” ism-i şerif’lerinin tecellisi

Allah-u Teâlâ’nın yüzü ile yöneldiği kimseler

“Bunu bir bilene sor!” Âyet-i kerime’si

Hâtem-i veli’nin Vahdet sırrına mazhar olarak Allah’ı hakkıyla tanıdığı, Allah’ın hakikatinin onda görüleceği

Hâtem-i veli’nin mahviyeti

“El-fakru fahrî” Hadis-i şerif’i

Resulullah Aleyhisselâm’ın “Velâyet”inin Hâtem-i veli’ye doğrudan doğruya intikal ettiği

Allah-u Teâlâ’nın ezelden iki nur yarattığı ve iki yere yerleştirdiği

Hâtem-i veli’nin rûhî yapısı

Hâtem-i veli’nin mişkâtı

Hâtem-i veli’nin, Hâtem-i nebi’nin güzelliklerinden bir güzellik oluşu

Hâtem-i nebi’nin en kâmil vârisinin Hâtem-i veli olduğu

Hâtem-i nebi nübüvvetle irşad ettiği için Velâyeti’nin Hâtem-i veli’ye intikal ettiği

Hafî ve Cehrî zikirlerin talim ve telkini

Hâtem-i veli’nin, bizzat Allah-u Teâlâ’nın halifesi oluşu

Hâtem-i veli’nin ilmini sırda Allah’tan aldığı

“Mustafa geldi yine...” sözünün mânâsı

Hâtem-i veli’nin vâsıtasız olarak Allah’tan istimdâd edişi

Hâtem-i veli’nin gizli bir örtü ile geleceği

Baştakilerle sondakilerin birbirine kavuşması

78. VAKIF SOHBETİ

Hâtem-i veli’nin, bizzat Allah-u Teâlâ’nın halifesi oluşu ve sebebi

Hâtem-i veli’nin gizli bir örtü ile geleceği

Muhyiddin-i İbnü’l-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin Hâtem-i veli’nin elini kabul etmekle emrolunması

Hâtem-i nebi gibi Hâtem-i veli’nin de, Âdem Aleyhisselâm’ın su ile toprak arasında iken veli olduğu

İhvana öğütler

Resulullah Aleyhisselâm’dan sonra dinlerine arkalarını çevirip mürted olanlarla ilgili Hadis-i şerif

Hâtem-i veli’nin cihadı

Onun izinden giden seçkin ihvana ahirette nurdan elbise giydirileceği

Âhir zamanda gelecek olan topluluğa dâir Hadis-i şerif

Baştakilerle sondakilerin birbirine kavuşması

Garipler kimlerdir?

İhvanın yeni doğar gibi doğduğu

Âhir zamanda Ashâb-ı kiram’dan elli kişinin sevabı kadar sevap alan zümre hakkındaki Hadis-i şerif

Resulullah Aleyhisselâm’ın “Ashâb” ile “İhvan”ı birbirine bitiştirdiğine dâir Hadis-i şerif ve izahı

İnsanların çoğunun aynı zamanda onun, mutlak bir biçimde “Hâtemü’n-nübüvve” olduğunu bilmediği

Hâtem-i veli’nin Hâtem-i nebi’nin mânevî beyt’ine sığındığı, zâhirî beyt’ine mensup olan diğer velilerden öne geçtiği

Kütüb-ü semâviye’nin Hâtem-i veli’nin kitaplarına yayılmış olacağı

Hâtem-i veli’nin bu ilmi Cebrâil Aleyhisselâm’ın aldığı kaynaktan aldığı

Hâtem-i veli’nin Allah-u Teâlâ’nın kabzasında hareket ettiği

Hâtem-i veli’nin bu ilmi Cebrâil Aleyhisselâm’ın aldığı kaynaktan alarak, şeriat hususunda Hâtemü’r-rüsul ile denkleştiği

Hâtem-i veli’nin zâhirde tâbi olduğu hükmü, bâtında Allah’tan alacağına dâir Şeyhü’l-ekber -kuddise sırruh- Hazretleri’nin beyanı

Hazret-i Ali -radiyallahu anh- Efendimiz’in, yeryüzünün Allah’ın hüccetini kâim kılandan hâlî kalmayacağına dâir beyanı

Hâtem-i veli’nin ikinci bin yılın müceddidi oluşu

79. VAKIF SOHBETİ

Allah-u Teâlâ’nın Yahya Aleyhisselâm’a Hâtem-i veli’nin zuhurunu vahiyle bildirdiği

Niyetten ötürü sevmeyi şiâr edinmenin mânâsı

Hâtem-i veli ve Bayraklılar hakkındaki mucize Hadis-i şerif

Bayraklılar Ashâb’ı

Hâtemü’l-velâyeti’l-Muhammediyye’nin mânâsı

İnsanların çoğunun aynı zamanda onun, mutlak bir biçimde “Hâtemü’n-nübüvve” olduğunu bilmediği

Hâtem-i veli’nin, velâyet mertebesine hazineci tayin edilmesi

Hâtem-i veli’nin Zâtiyet hazinelerinin anahtarlarını elinde bulundurması

Nübüvvetin Resulullah Aleyhisselâm’la hatmedilmesinden sonra her nebinin hükmünün artık bir veli hükmüne döneceği

Hâtem-i veli’nin Resulullah Aleyhisselâm’ın hem soy, hem de ahlâk sülâlesinden olacağı

Hazret-i Mehdi’nin nübüvvetin; İsa Aleyhisselâm’ın risaletin; Hâtem-i veli’nin ise has velâyet’in vârisi olduğu

En güzel nazarın Hakîm-i Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri’ne âit olduğuna dâir Muhyiddin-i İbnü’l-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin beyanı ve izahı

Hâtem-i veli’nin Allah’ın ahlâkı ile ahlâklandığı

Velâyet-i Muhammedî’nin Hâtem’inin Arap soyunun en asillerinden bir zât olduğu ve ceddine (yani Muhammed Aleyhisselâm’a) çok benzeyeceği

Hatem-i veli’nin mahviyeti

Râbıta’nın mahiyeti

Yarışı ancak Müferridler’in kazandığı

Ona yeryüzünde: “Ey Vâhidî!” diye nidâ eden kimsenin doğru söylemiş olacağı

80. VAKIF SOHBETİ

Mustafa’nın asrıyla birleşen devir

“Mustafa geldi yine...”

Hâtem-i veli’nin cihadı

Deccâl’den daha beter olan sapıtıcı imamların türeyişi

Koyun postuna bürünen kurtlar

İnatçı zorbaların ve dalâlete düşüren şeytanın iyice azgınlaşacağı devrin, gündüzün geceden çıktığı şekilde ortaya çıkması

Ümmetin başı ile sonunun aynı seviyeye geldiği

Garipler Fırkası

Kararmış olan âlemin Hâtem-i veli’nin zuhur nuru ile aydınlanacağı

Nereye bakılsa Hâtem-i veli’nin bayraklarının orada dikili olduğu

Garipler kimlerdir?

Muhyiddin-i İbn’ül-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin, bu zümrenin öncüleri olan kişinin ilk devirdekilerden yetmiş kişinin ecriyle amel edeceğine dâir beyanı

Âhir zamanda Ashâb-ı kiram’dan elli kişinin sevabı kadar sevap alan zümre hakkındaki Hadis-i şerif

İhvanın kimisinin hoş, kimisinin boş, kimisinin ayık, kimisinin sarhoş, kimisinin veli, kimisinin deli olduğu

Bölücülere meyleden bir ihvan varsa bunun iman yoksunluğundan ileri geldiği, kâmil imandan mahrum kaldığı

İhvanın gözle ve sözle takip edildiği

Haram lokmanın tahribatı

Hâtem-i veli’nin hem açık hem gizli oluşu

Hâtem-i veli’nin ikinci bin yılının müceddidi oluşu

İhvana öğütler

Bu ilmin Allah-u Teâlâ’nın Hikmet-i ulyâ’sından alındığı

Bugünkü yapılan cihadın Ulü’l-azm peygamberlere âit bir iş olduğu

En güzel nazarın Hakîm-i Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri’ne âit olduğuna dâir Muhyiddin-i İbnü’l-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin beyanı ve izahı

Hâtem-i veli’nin vasıfları

İnsanların gönüllerini Allah-u Teâlâ’dan başka kimsenin birleştiremeyeceği

81. VAKIF SOHBETİ

Allah-u Teâlâ’nın Hâtem-i nebi’ye ne ki ihsan ettiyse o ihsanı Hâtem-i veli’ye ilka ettiği, olduğu gibi ona intikal ettiği

İki bedende bir ruh... O da o, o da o... O da bir kandil, o da bir kandil

Bir ruhun iki bedende tecellî edişinin sebebi

Allah-u Teâlâ’nın ezelden iki nur yarattığı ve iki yere yerleştirdiği

İnsanların çoğunun aynı zamanda onun, mutlak bir biçimde “Hâtemü’n-nübüvve” olduğunu bilmediği

Dâvud el-Kayserî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin: “Hâtemü’l-evliyâ, hakikatte Hâtemü’l-enbiyâ’dan başka bir şey değildir.” buyurduğu

Ona yeryüzünde: “Ey Vâhidî!” diye nidâ eden kimsenin doğru söylemiş olacağı

“O Resulullah Aleyhisselâm’ın gölgesidir.” sözünün mânâsı

Velâyetin intikalini en güzel anlatan bir temsil

Küllî cüz’îye intikal edince, cüz’inin de küllî olduğu

Hâtemü’l-evliyâ’nın kandilinden istimdâdın, hakikatiyle yine Hâtemü’l-enbiyâ’nın kandilinden istimdâd olduğu

Hâtemü’l-enbiyâ Aleyhisselâm’ın zâhirde “Hâtemü’n-nübüvve”, bâtında da “Hâtemü’l-velâye” kemâlâtına sâhip kılındığı

Hâtem-i veli’nin mişkâtının bütün velilerin ilimlerinin kaynağı oluşu

Rûh-i Muhammedî’nin, Muhammedî velâyetin Hatm’inde en kâmil şekliyle zuhur ettiği

“Veli nebiden üstündür.” sözünün mutlak mânâda değil, kayıtlı mânâda sahih olduğu

Hâtem-i veli’nin rûhî yapısı

Hâtem-i nebi’nin en kâmil vârisinin Hâtem-i veli olduğu

Hatem-i veli’nin mahviyeti

Hâtem-i veli’nin ilim ve mertebesine hiç kimsenin erişemeyeceği

Hâtem-i veli’nin, Hâtem-i nebi’nin güzelliklerinden bir güzellik oluşu

Musa Aleyhisselâm’ın Ledün ilminde Hızır Aleyhisselâm’a tâbi olması

“Hatemiyyet” kemâlâtının mânâ ve mâhiyeti

Hâtemü’l-enbiyâ’nın vahiy meleği vâsıtasıyla elde ettiği ilmi, Hâtemü’l-evliyâ’nın vâsıtasız olarak Hakk’tan aldığı

82. VAKIF SOHBETİ

Hâtem-i veli’nin makamının Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in cesedinden bir tüy menzilinde olduğu

Hâtem-i veli’nin insanlardan gizlenen alâmeti

Hâtem-i veli’nin velâyeti Resulullah Aleyhisselâm’ın velâyetinin intikali olduğu için, onun velâyetinin diğer velâyetlerden üstün olduğu

Hâtem-i nebi’nin risâletini İsa Aleyhisselâm’ın, nübüvvetini Hazret-i Mehdi’nin, velâyetini de Hatem-i veli’nin kullanacağı, üç merdivenin mânâsının da bu olduğu

İnsanların çoğunun aynı zamanda onun, mutlak bir biçimde “Hâtemü’n-nübüvve” olduğunu bilmediği

Hâtem-i veli’nin Sıddîk-ı Ekber -radiyallâhu anh-in halifelerinden biri olduğu, kalplere onun zikrini boşalttığı

Hâtem meselesinin tamamen esrârdan ve çok gizli bir perdeden ibaret olduğu, perdenin içerisini anlamanın, çözmenin mümkün olmadığı

Sıddık-ı Ekber -radiyallahu anh-in dahi onun bayrağı altında çıkmasının mânâsı

“Hâtemiyet”in zâhir yönünü Hâtemü’l-enbiyâ Aleyhisselâm’ın, bâtın cihetini ise Hâtemü’l-evliyâ olan zâtın temsil ettiği

Hâtem-i veli’ye bahşedilen velâyetin, ilâhî desteğe dayandığı, mukarreb meleklerin giremediği, diğer nebi ve resullerin erişemediği, Hâtemü’l-enbiyâ Aleyhisselâm’ın has velâyetinden ibaret olduğu

Muhyiddin-i İbnü’l-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin: “Peygamberler bu ilmi görmek istedikleri zaman ancak Hâtemü’l-evliyâ mişkâtından görürler.” sözünün mânâsı

Bir ruhun iki bedende tecellî edişinin sebebi ve mânâsı

Hâtem-i nebi gibi Hâtem-i veli’nin de, Âdem Aleyhisselâm’ın su ile toprak arasında iken veli olduğu

Allah-u Teâlâ’nın ezelden iki tane nur halketmesinin sebeb-i hikmeti

Resululah Aleyhisselâm’ın emanetinin, Sıddîk-ı Ekber -radiyallahu anh-in zikrinin bu zamanda dünyaya yayılmasının sebebi

Velâyet-i hassanın doğrudan doğruya Allah-u Teâlâ’dan alınan bir makam olmasının izahı

Hâtem-i veli’nin mişkâtının bütün velilerin ilimlerinin kaynağı oluşu

Velâyetin kesilmesinin mümkün olmadığı

Hâtem-i veli’nin, Hâtemü’l-enbiyâ Aleyhisselâm’a tevdî edilen zâhirî ilimlerin ve bâtınî keşiflerin tümünü, bâtınında gizli bulunan Hakk’tan vâsıtasız olarak elde ettiği

Allah-u Teâlâ’nın yüzü ile yöneldiği kimseler

Hâtem-i veli’nin mişkâtı

Hâtem-i nebi’nin en kâmil vârisinin Hâtem-i veli olduğu

Hâtem-i nebi gibi Hâtem-i veli’nin de, Âdem Aleyhisselâm’ın su ile toprak arasında iken veli olduğu

Bütün ilimlerin özü

Hâtem-i veli’nin mahviyeti

Hızır Aleyhisselâm’ın vazifesinin zâhirî yani açık oluşu

83. VAKIF SOHBETİ

İsa Aleyhisselâm’ın da bir hatem sayıldığı, fakat başlıbaşına bir hâtem olmayıp Hâtem-i veli’nin Hâtemiyet’i içinde hâtem olduğu

Hâtem-i veli’nin gizli bir örtü ile geleceği

Hâtem-i veli’nin zamanda bir değil, âlemde bir olduğu, Allah-u Teâlâ’nın velâyeti onunla hatmedip mühürleyeceği, Muhammedî veliler içinde ondan daha büyük bir kimse olmayacağı ve bunun sebebi

Hâtem-i veli’nin kıyamet günündeki öncülüğünün mâhiyeti ve mahşerde müşâhade edilecek olan muhteşem ahvâli

Hâtem-i veli’nin bir cihetten enzel (geri), bir cihetten a’lâ (yüksek) olduğu

Hâtem-i veli’nin bir hidâyet rehberi ve Muhammedî bir imam olarak batı tarafından zuhûr edeceği, apaçık ilmî bir kerâmet olarak da, “Nûrun alâ Nûr”un ve “Sır üstüne sır”rın ona verileceği

Hâtem-i veli’nin mahviyeti

Hâtem-i veli’nin vasıfları

Hâtem-i veli’nin ismi ve nesebi hakkında, Muhyiddîn İbnü’l-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin rumuz şeklinde işaretler çizdiği

Hâtem-i veli’nin cesedlenmiş bir rûhâniyet oluşu

Hâtem-i veli’nin batı tarafından zuhur etmesinin ‘Cüz’î Muhammedî imamlığın Hâtem’i’ olan bu zâtın apaçık bir alâmeti olduğu

Hâtem-i veli’nin hâtem oluşunun tasdik edici alâmetinin, Sıddîk-ı Ekber -radiyallahu anh-in halifelerinden bir kimse olarak gönderilmesi ve onun zikrini tâlim ve telkin etmesi olduğu ve izahı

Hâtem-i veli’nin uzuna çok yakın orta boylu, pembe tenli bir kimse olduğu, görünümünün pırıl pırıl parıldayan bir ay gibi olduğu, en şerefli Arap soyuna ve nesline mensup olduğu, görünüş itibariyle daha çok Acem’leri hatırlattığı, önünde neşredilmiş, açılmış bir bayrak olduğu

Fesad ateşinin sönmesi, ümmetin başı ile sonunun birleşmesi gibi kâziyelerin Hâtem-i veli’nin zuhuru ile meydana geleceği; ilminin râsih, nasibinin yüce, Nur’unun apaçık olduğu; sırrı ve nasihati dile getirilir bir kimse olduğu; tıpkı resul ve nebîlerin diliyle söylediği gibi, Allah’ın kullarına Hakk’ı onun diliyle söyleyeceği; Allah-u Teâlâ’nın, bütün muhteşemliğine rağmen onu halkın nazarından gizleyeceği; belâların ve hâinliklerin ortalığı sardığı fitne zamanında, ihvanı ile birlikte Hakk’a bağlılık gözeteceği ve bu hususta onlara öncülük edeceği

Hâtem-i veli’nin hiç bilmezken hâtemiyet mertebesi ile kemâl bulduğu, onun Hatemiyet’inin “Nûrun alâ Nûr”; yani “Nûr üstüne Nûr” olduğu

“Âlemin çürük cevizlerini yutmak istemiyorum, huzurumu bozmamak için.”

Hâtem-i veli’nin cihadı

Müeyyedüddîn el-Cendî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin “Şerhü’l-Fusûs li’ş-Şeyh Müeyyedüddîn el-Cendî” isimli eserinin son satırlarında; Hâtemü’l-enbiyâ Aleyhisselâm’a sâlat-ü selâmda bulunduktan sonra, onun bâtın vârisi olan Hâtemü’l-evliyâ’ya da salât-ü selâmda bulunduğu

Müeyyedüddîn el-Cendî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin “Nefhatür’r-Rûh ve Tuhfetü’l-Fütûh” isimli eserinde; yazdığı kitapların hepsini, Hâtemü’l-enbiyâ Aleyhisselâm’ın ve Hâtemü’l-evliyâ olan zâtın desteği ile yazdığına dikkati çekmesi

Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin “Hatmü’l-Evliyâ” kitabı’nı bitirirken yaptığı temenniler

“Hatmü’l-Evliyâ” kitabının “Şâzeliyye medresesi”nde yetişip kemâle eren zâtların bu kitabı okuyarak yetişmiş olduğu, üç kuşak boyunca bu medresenin şeyhlerinin âdetâ başucu kitabı hâline geldiği

Havass zâtların Hâtem-i veli’nin dergâhına yüzüstü sürünerek geleceği

Abdülkâdir Geylânî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin “Fütûhü’l-Gayb” adlı eserinin “33. Makale”sinde insanları dört kısımda anlatması; en yüksek derecenin dördüncüsüne verildiğini söyleyerek Hâtem-i veli’nin yüce vasıflarını bir bir beyan etmesi ve izahı

84. VAKIF SOHBETİ

Hâtem-i veli’nin “Hâtemü’n-nübüvve”nin bâtını olan “Hâtemü’l-velâye” mertebesinden tasarrruf ettiği, bütün velâyetlerden önce zuhûr etmiş olan bu has velâyetin mâhiyeti

İki bedende bir ruh... O o, o o...

Hâtem-i veli’nin “Hâtemiyyet”inin de, “Mişkât”ının da Muhammed Aleyhisselâm’dan elde ettiği; dolayısıyla onun velâyeti yönünden öne geçişinin de, yine Hâtemü’r-rüsul olan Muhammed Aleyhisselâm’ın kemâlâtı çerçevesinde bir öne geçiş olduğu

Hâtem-i nebi’nin en kâmil vârisinin Hâtem-i veli olduğu

Bugünkü yapılan cihadın Ulü’l-azm peygamberlere âit bir iş olduğu

Resulullah Aleyhisselâm’da ağırlığın risalette olduğu, Hâtem-i veli’deki ağırlığın ise velâyette olduğu

Allah-u Teâlâ’nın ezelden iki nur yarattığı ve iki yere yerleştirdiği

Küllî cüz’îye intikal edince, cüz’inin de küllî olduğu

Ona yeryüzünde: “Ey Vâhidî!” diye nidâ eden kimsenin doğru söylemiş olacağı

Hâtem-i veli Allah’tan vâredildiği için ilâhî isimlerin hazîrelerinden biri olması

Hâtem-i nebi gibi Hâtem-i veli’nin de, Âdem Aleyhisselâm’ın su ile toprak arasında iken veli olduğu

Hâtem-i veli’nin, Resulullah Aleyhisselâm’ın kademi üzerinde olduğu

Hâtem-i veli’nin dışındaki velilerin, ilmî ve amelî mücâhede ile, zâhirdeki ve bâtındaki velâyet şartlarını tahsil ettikten sonra veli oldukları

Hâtem-i veli’nin Allah-u Teâlâ’nın rahmetinin içinde olduğu

Hâtem-i nebi için hâsıl olan “Hâtemü’l-velâye” mertebesinin, aynı şekilde Hâtem-i veli’ye de ihsan edildiği

Risâlet, nübüvet ve Hâtemü’l-velâye mertebeleri arasındaki fark

Bir ruhun iki bedende tecellî edişinin sebebi ve mânâsı

Resulullah Aleyhisselâm’ın velâyetinin nübüvvetinin fevkinde, nübüvvetinin de risâletinin fevkinde olduğu

Hâtem-i veli’nin mahviyeti

Hâtem-i veli’nin kandiline Resulullah Aleyhisselâm’ın emanetlerle beraber intikal etmesi

Hâtem-i veli’nin mişkâtı

Allah-u Teâlâ’nın Hâtem-i veli’nin nurunu yarattığı

“Hâtemü’l-velâye”nin, “Hâtemü’n-nübüvve”nin bâtınından başka bir şey olmadığı

Hâtem-i veli’nin, bütün ilimlerinin kaynağı olan has velâyeti elinde bulundurduğu

Allah-u Teâlâ’nın yüzü ile yöneldiği kimseler

Hâtem-i veli iki tuğlanın timsâli olup, duvarın onunla tamam olacağı

Hâtem-i nebi gibi Hâtem-i veli’nin de, Âdem Aleyhisselâm’ın su ile toprak arasında iken veli olduğu

Hâtem-i veli’nin, Hâtem-i nebi’nin güzelliklerinden bir güzellik oluşu

Hâtemü’l-enbiyâ’nın zâhiri olan “Hâtemü’n-nübüvve”nin gümüş, bâtını olan “Hâtemü’l-velâye”nin ise altın bir tuğla olarak temsil edilmesi

Hâtem-i veli’nin velâyetinin ‘Velâyet-i şemsiyye’ (Güneş velâyeti), diğer velilerin velâyetinin ise ‘Velâyet-i kameriyye’ (Ay velâyeti) diye isimlendirilmesi

Hâtem-i veli’nin, Hâtemü’l-enbiyâ’nın şeriatına tâbî olarak kavuştuğu bu velâyetle istimdat ettiği; Hâtemü’l-enbiyâ’nın bâtın velâyetini elinde bulundurması nedeniyle, onun Hâtemü’r-rüsul’den yalnız risâleti yönünden geride kaldığı

85. VAKIF SOHBETİ

Peygamber olarak zuhur eden Hâtemü’l-enbiyâ’nın zâhir sıfatıyla izhar edemediği bu ilmi, onun bâtınıyla zuhur edecek olan Hâtemü’l-evliyâ’nın izhâr edeceği

Hatem-i veli’nin mahviyeti

Allah-u Teâlâ’nın ezelden iki kandil halketmesinin sebeb-i hikmeti

Hâtem-i veli’nin cesedlenmiş bir rûhâniyet oluşu ve bunun mânâsı

Musa Aleyhisselâm’ın Ledün ilminde Hızır Aleyhisselâm’a tâbi olması

Bütün ilimlerin özü

Hâtem-i veli’nin rûhî yapısı

Hâtem-i veli’nin bir cihetten enzel (geri), bir cihetten a’lâ (yüksek) olduğu

Hatem-i veli’ye verilen ilmin, ilm-i billâh’ın alâsı oluşu

Muhyiddin-i İbnü’l-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin: “Peygamberler bu ilmi görmek istedikleri zaman ancak Hâtemü’l-evliyâ mişkâtından görürler.” sözünün mânâsı

Nübüvvetin Resulullah Aleyhisselâm’la hatmedilmesinden sonra her nebinin hükmünün artık bir veli hükmüne döneceği

Hazret-i Mehdi’nin nübüvvetiyle, İsa Aleyhisselâm’ın da risaletiyle geleceği

Ali Rıza Özkurt kardeşimizin Abdülkâdir Geylânî kuddise sırruh- Hazretleri’yle ilgili bir rüyâsı

Velâyetin intikalini anlatan güzel bir temsil

İki bedende bir ruh... O da bir kandil, o da bir kandil

Hâtem-i veli’nin imtihanı/ 367, 368

“Sirâc-ı münîr”

Hâtem-i veli’nin, bizzat Allah-u Teâlâ’nın halifesi oluşu ve sebebi

Resulullah Aleyhisselâm’ın Hâtem-i veli ile iftihar etmesi ve bizzat onunla yetinip karar kılması

İnsanların çoğunun aynı zamanda onun, mutlak bir biçimde “Hâtemü’n-nübüvve” olduğunu bilmediği

Dâvud el-Kayserî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin: “Hâtemü’l-evliyâ, hakikatte Hâtemü’l-enbiyâ’dan başka bir şey değildir.” buyurduğu

Bir ruhun iki bedende tecellî edişinin sebebi ve mânâsı

Hâtem-i veli’nin cihadı

Hâtem-i veli’nin hidayetinin nurlarının bahr-ı muhid gibi bütün âlemi sardığı

Kararmış olan âlemin Hâtem-i veli’nin zuhur nuru ile aydınlanacağı

Küllî cüz’îye intikal edince, cüz’inin de küllî olduğu

Âhir zamanda Resulullah Aleyhisselâm’ın bâtınıyla zuhûr edecek olan Hâtem-i veli’nin, zâhir yönüyle de tıpkı kendisinden sonra gönderilecek olan Mehdi gibi, Resulullah Aleyhisselâm’ın şeriatına kemâliyle tâbî olacağına dair Kemâleddin Abdürrezzâk el-Kâşânî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin ifşaatı

Hâtem-i veli’nin, bizzat Allah-u Teâlâ’nın halifesi oluşu ve sebebi

Ona yeryüzünde: “Ey Vâhidî!” diye nidâ eden kimsenin doğru söylemiş olacağı

Hâtem-i veli’ye zâhiren ve bâtınen İsm-i âzam’ın verildiği

Dâvud el-Kayserî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin; tıpkı hazinenin başına tâyin edilen bir hazineci gibi, Hâtem-i veli’nin de Hâtemü’l-enbiyâ Aleyhisselâm’ın ilim ve velâyet hazinesinin başına tâyin edildiğini beyan buyurması

Hâtem-i veli’nin zikirlerinden birisi

Hâtem-i veli’nin türbesi ile ilgili İsmail Hakkı Bursevî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin ifşaatı

Mevlânâ -kuddise sırruh- Hazretleri’nin ümmetin her iki hâtemini aynı ışığı saçan iki muma benzettiği; son mumun geçmişteki bütün mumlara bedel olduğunu, onu görenlerin ilk mumu da görmüş sayılacağını beyan ederek başlangıçla nihayeti bitiştirdiği

86. VAKIF SOHBETİ

Risâlet, nübüvvet ve velâyet’in Hatemiyet’ini elinde bulunduran Muhammed Aleyhisselâm’ın; risâlet ve nübüvvetin Hâtem’i sıfatıyla zuhur edince velâyet yönünün geri plânda kaldığı, onun velâyet’inin müstakil bir biçimde ancak Hâtem-i veli olan zâtın zuhûru ile ortaya çıkacağı

İnsanların çoğunun aynı zamanda onun, mutlak bir biçimde “Hâtemü’n-nübüvve” olduğunu bilmediği

Resulullah Aleyhisselâm’ın “Velâyet”inin Hâtem-i veli’ye olduğu gibi intikal ettiği

Peygamberlerin ve velilerin iki Hâtem’ine tahsis edilenin, ikisinden başkasına akıtılmasının bahis mevzuu olmadığı

Hakîm et-Tirmizî’nin memleketinden sürülüş noktası

Talâk sûre-i şerif’inin 12. Âyet-i kerime’si hakkındaki İbn-i Abbas -radiyallahu anh-in beyanı

Hâtem-i veli’nin melekten gelen ilham ile, şeytanın vesvesesini ayırdedecek hassayı elde ettiği ve hiç yanılmadığı

Dâvud el-Kayserî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin peygamberleri ve velileri ışığını güneşten alan ve henüz güneş yokken ortaya çıkan ay ve yıldızlara; Hâtem-i nebi ve Hâtem-i veli’yi ise, ay ve yıldızlar kaybolduktan sonra, kendi nûruyla bütün âlemleri aydınlatan güneşe benzetmesi

Hâtem-i veli’nin sayılı noksansız şahıslardan birisi olduğu

Dâvud el-Kayserî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin Hâtem-i veli’nin ilâhî sırları keşif ve müşâhade hususunda, Hâtemü’r-rüsul dışında herkese kaynak olduğunu haber vermesi

Velâyetin ilâhî bir sıfat olduğu

Hâtem-i veli’nin Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-in yolunda, onun nübüvveti ve Allah’ın mührü ile yürüyeceği

Hâtem-i veli’nin Muhammed Aleyhisselâm’a has kılınan velâyet’le, batı tarafından zuhur edeceği

Hâtem-i veli’ye nispet edilen “Hasene”nin, Resulullah Aleyhisselâm’a vaadedilen “Makâm-ı Mahmûd” ve “Vesîle”den ibâret olduğu

Hâtem-i veli gibi cem edici kimse olmadığı ve kendisinden sonra hiç kimsenin onun vâris olduğu şeyi elde edemeyeceği

Hâtemü’l-velâye’nin ilâhî isimler hususunda herhangi bir istimdâda muhtaç olmadığı, mânevî kemâlâtını tümüyle Allah’tan aldığı

Hâtem-i veli’nin Hâtem-i nebi ile tam bir münâsebeti olduğu, bu yüzden umumî rahmet de onunla zuhur edeceği, iki âlemde ona uyacağı, Âdemoğulları içinde Allah’ın halifesi olduğu

“Sirâc-ı münîr”

İlim tahsili içinde iken ölen bir kimseye Allah-u Teâlâ’nın kabirde iki melek memur edeceği, onların kıyamet gününe kadar ona mârifet ilmini öğretecekleri, o kimsenin kalkarken ârif olarak kalkacağı, bu iki melekten maksadın Resulullah Aleyhisselâm’ın rûhâniyeti ile velâyet nurâniyeti olduğu

87. VAKIF SOHBETİ

Hâtemü’l-enbiyâ’nın diğer Peygamber Aleyhimüsselâm Hazerâtı’na şefaat etmesi gibi, Hâtemü’l-evliyâ’nın da diğer Evliyâullah Hazerâtı’na şefaat edeceği

Hâtem-i veli’nin mahşerde müşâhade edilecek olan muhteşem ahvâli

Hâtem-i veli’nin velilerden öne geçmesi ve onların ona muhtaç olmasının ne şekilde olacağı

Resulullah Aleyhisselâm’ın peygamberlere bir hüccet olması gibi, Hâtem-i veli’nin de veliler üzerine Allah’ın bir hücceti olduğu

Velilerin imamı ve hâtemi olan bu zâta ikram edilen şeye nefis ve şeytanın musallat olamayacağı; mahşer günü şeytanının zillete, nefsinin de mahçup bir şekilde kahra sevkedileceği

Hâtem-i veli’nin “Allah’ın mührü ile mühürleyici” olduğunun kıyamet günü ortaya çıkacağı

Peygamberlerin, mahşer gününde Muhammed Aleyhisselâm’ın üstünlüğünü tasdik ettikleri gibi, velilerin de Hâtem-i veli’nin kendilerinden daha üstün olduğunu kabul ve tasdik edecekleri

Hâtem-i veli’nin halifeliğinin de ‘Halifelik Sahibi’nin hükümdarlığından bir şûbe olduğu

Allah-u Teâlâ’nın Hâtem-i veli’yi getirmedikçe dünyanın yıkılmayacağı

Hazret-i Ali -radiyallahu anh- Efendimiz’in, yeryüzünün Allah’ın hüccetini kâim kılandan hâlî kalmayacağına dâir beyanı

Resulullah Aleyhisselâm’dan sonra ashâbının önde gelenlerinin dini bid’at ve fitnelerden temizleyip aslını korudukları gibi Hâtem-i veli’nin de dini ve onun ehlini buna benzer fitnelerden koruyacağı ve bunun sebebi

Hâtem-i veli’yi engellemeye kalkışan kimsenin farkına varmadan helâk olacağı

Hatem-i velinin cihadı

Bu ümmetten bir takım zümreler türeyeceği, onların okun yaydan çıktığı gibi İslâm’dan hemen çıkacakları, onlarla harp eden ordunun askerlerine Peygamber Aleyhisselâm’ın dilinden kendilerine ne kadar ücretler takdir edilmiş olduğunu eğer müslümanlar bilmiş olsalar, başkaca çalışmaktan mutlaka vazgeçeklerine dâir Hadis-i şerif ve izahı

Deccâl’den daha beter olan sapıtıcı imamların türeyişi

Velilerin soyulduğu nokta

Keramet hakkında

İlâhî velâyete mazhar olan bütün kâmillerin ruhlarını kendi bünyesinde toplayıp birleştiren ve bütün ilâhî isimleri ihâtâ eden Hâtemü’l-evliyâ’nın, kendisine Hâtemü’r-rüsul’den intikâl eden bu lütuf nedeniyle, mahşerde “Büyük ehadiyyet”i elinde bulundurarak, ilâhî isimlere mazhar olan kâmil ferdlerin hepsine şefaat edeceği

Hâtem-i nebi’nin en kâmil vârisinin Hâtem-i veli olduğu

Hatem-i velinin şefaatinin hakikati

Hâtem-i veli’nin: “Allah-u Teâlâ lütuf ihsanda bulunursa, muhabbetle selâm verenden de geçmeyiz.” sözü

Hâtem-i veli’nin şefaati’ne işaret eden Hadis-i şerif’ler

Resulullah Aleyhisselâm’ın Ebu Hüreyre -radiyallahu anh- Hazretleri’ne, âhir zamanda gelecek olan ve: “Ümmetimdir, ümmetimdir!” buyurduğu topluluğa katılmasını emrettiğine dâir Hadis-i şerif

Hâtem-i veli’ye, dilediği kimseye şefaat etme yetkisi verildiği

Hâtem-i veli’nin şefaati

Hâtem-i veli’ye muhabbetin semeresi

Vazifeli meleklerin kabre geldiklerinde, orada Hakk’ın tecelliyâtını gördükleri zaman hayrete düşecekleri

Hâtem-i veli ve Bayraklılar Ashâbı

Hâtem-i veli’nin, velilerin seyyidi oluşu

Dünya hasenesi Hâtemü’n-nübüvve olduğu gibi, ahiret iyiliği ile murâd edilen de Hâtemü’l-velâye olduğu

Hâtem-i veli’nin, Hâtem-i nebi’nin güzelliklerinden bir güzellik oluşu

Hâtem-i veli’nin Allah-u Teâlâ’nın kendisiyle dirilttiği ve kendi adına kullandığı bir kul oluşu

Hâtem-i veli’nin dünyada da, ahirette de bir delil olduğu

Muhammed Es’ad Erbilî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin gönüllere sürur veren: “İhtimal ki kusurlarımı eslâfımdan (geçmiş büyüklerimden) veyahut ahlâfımdan (gelecek neslimizden) bir Zât-ı kirâm’a bağışlar.” beyanı

Hâtem-i veli’nin, bizzat Allah-u Teâlâ’nın halifesi oluşu

Hâtem-i veli’nin “Büyük ehadiyyet”i elinde bulundurmasının mânâsının salâhiyet-i ilâhîye olduğu

Küllî cüz’îye intikal edince, cüz’inin de küllî olduğu

88. VAKIF SOHBETİ

Hâtem-i veli’nin tamamen ilâhî idare ve himaye ile yürüyeceği, bu idare ve himaye sayesinde dünyevî ve uhrevî herhangi bir müjdenin, ona ihsan buyurulan lütfa aslâ zarar veremeyeceği ve bunun izahı

Aşere-i mübeşşere

Ashâb-ı kiram’ın Resulullah Aleyhisselâm’a olan bağlılığı

Musafaha hakkında Hadis-i şerif

Bu sohbette Allah ehlinin sırlarının mevcut oluşu, bu sırların nasıl tecellî edeceği

Râbıta’nın en meziyetli yerinin ne olduğu

Kalbin kilidinin içeriden açıldığı

Hâtem-i veli’nin Hakk’ın idaresinde ve himâyesinde bulunduğu

Allah-u Teâlâ’nın Hâtem-i veli’ye iki büyük lütfu olduğu; birisinin ihsan etmesi, birisinin de muhafaza etmesi olduğu

Hâtem-i veli’nin mahviyeti

Hâtem-i veli’nin Allah-u Teâlâ’nın kabzasında hareket ettiği

“Kopması mümkün olmayan en sağlam kulp”un mânâsı

Ümmet-i Muhammed’den yetmiş bin kişinin hesapsız olarak cennete gireceğine ve onların kalplerinin bir adamın kalbi üzerinde olduğuna dâir Hadis-i şerif ve izahı

Muhabbet erbâbının işinin başka olduğu, bunların hesaplarını dünyada bitirdikleri, Allah-u Teâlâ’nın defterlerini kaldırdığı, orada onlara hesap sormayacağı

89. VAKIF SOHBETİ

Velâyetle hiçbir ilgisi bulunmayan sahte şeyhlerin Allah yolunu ve mânevî hakikatleri gayr-i meşru arzularına âlet ettikleri için bunların mahremleri ile zinâya kalkışan mecusilere benzemeleri

Bu efdâl ümmet içinde, Hakk’ın izni ile ölmüş kalpleri dirilten, din-i İslâm’ı bütün tazeliği ile ayakta tutan, insanları Allah yoluna dâvet eden, birliğe beraberliğe gayret eden rehberler olduğu gibi; bir de cehenneme dâvet eden şeyh şeytanlarının da olduğu

Sahte şeyhlerin yaptığı tahribatı mecûsinin de, hıristiyanın da, yahudinin de, hatta Deccâl’in bile yapamayacağı

Hakk’tan kula giden yolda saâdetler olduğu, kuldan Hakk’a giden yolda felâketler olduğu

Sahte şeyhlerin menfaat, nam ve makam için çalıştıkları

Anasının babasının tayini ile posta oturan sahtekârların puta tapınmış ve başkalarını da o puthaneye sokup puta taptırmış gibi oldukları

Sahte şeyhlerin ağlarına düşenlerin, onların ahırına bağlanmış gibi oldukları

Sahte şeyhlerin şeyh şeytanı, şeytanın askeri oldukları

Mânevî vazifenin, miras dışarıya gitmesin diye bir kimsenin kızını çok yakınına verdiği gibi verilmeyeceği, ancak emirle olacağı

Sahte şeyhlerin bu ilâhî yolu, babadan oğula geçen padişahlık gibi saltanata çevirdikleri

Sahte şeyhlerin hem her türlü hayâsızlığı yaptıkları, hem de: “Niye yapıyorsunuz?” diye sorulduğunda: “Geçmişlerimiz de böyle yaparlardı.” diye onlara iftira attıkları

Sahte şeylerin sahte peygamber gibi oldukları

Hakiki mürşidlerle sahte mürşidlerin temsili

Hakiki müridlerin alâmeti

Yol kesici sahte şeyhlerin en aşağılık kimseler oldukları

Sâdıklarla beraber olmayı emreden Âyet-i kerime

Mürşid-i kâmil’i bulamayanların gerçek mürid olamadıkları

“Nûriye” fırkası’na ayrılmış olanlar, “Nâr” fırkasına ayrılmış olanlar ve bunların alâmetleri

Şeyh Es’ad Efendi -kuddise sırruh- Hazretleri’nin; Allah-u Teâlâ’nın ilâhî yardım ve lütfuna nâil olmak isteyen bir insanın, Tarikat-ı aliye’ye dehâlet edip hakikat yolunda sülûk ederek geleceğini emniyet altına almada acele davranmasına dâir selis bir beyanı

90. VAKIF SOHBETİ

Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin, “Hatmü’l-evliyâ” adlı eserinde Hâtem-i veli’nin Allah ile düşündüğünü, Allah ile konuştuğunu ve yaptığı her şeyi Allah ile yaptığını arzettikten sonra; bu hakikati göremeyip, onun sözlerinde ve işlerinde kusur arayan bir kimsenin, hakikatte onda tecellî edenin sözlerini ve fiillerini inkâr etmiş olacağını deliller getirerek haber vermesi

Hakîm-i Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin, velilere hürmetten yüz çeviren âlimlere “Rezil” tabirini kullandığı

Velâyet akdinin mânâsı

İbrâhim Aleyhisselâm’a melekûtun gösterilmesi

Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- Efendimiz’in bir aylık mesafedeki ordu kumandanına: “Ey Sâriye! Dağa!” buyurarak keramet göstermesi

Zâhirî âlimlerin kerameti inkâr etmeleri

Sıdkın sahtekârlığını yapanlar

Peygamber ve şehit olmayan birtakım kulların makamlarına ve Allah’a olan yakınlıklarına, peygamberlerin ve şehitlerin gıpta edeceklerine dâir Hadis-i şerif

Allah-u Teâlâ’nın, gaybına muttali kıldığı kimseler olduğuna dâir deliller

Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh- Efendimiz’in doğacak bir kız çocuğu ile ilgili bir kerameti

Hakîm-i Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin, velilere hürmetten yüz çeviren âlimlere “Sefil” tabirini kullandığı

Allah’ın nimetini ve takdirini çekemeyen, dünyayı seven ve sevdiğini gizleyen, zâhidliğini teşhir eden ve kendini beğenenlerden başkasının kerameti inkâr etmeyeceği

Âhir zaman ulemâsının içyüzü

Kendilerine âlim süsü veren cahillerin tahkir ettikleri Evliyâullah Hazerâtı’nın fazileti

Allah-u Teâlâ’nın, yüzü ile yöneldiği kimseler

Zâhir ulemâsının muttaki olanlarının kalp erbâbını ve bâtın ulemâsının üstünlük ve faziletini daima tasdik ettiklerine dâir misaller

İmam Şâfii -rahmetullahi aleyh- Hazretleri’nin Şeybân Râî -kuddise sırruh- ismindeki evliyâ-i kiramdan bir zâtın huzurunda, mektebe giden bir çocuk gibi diz çöktüğü ve yapacağı işleri kendisinden sorduğu

İmam Ahmed bin Hanbel -rahmetullahi aleyh- Hazretleri’nin Şeybân Râî -kuddise sırruh- Hazretleri’ne kaza namazı ile ilgili bir soru sorarak imtihan etmesi, aldığı cevap karşısında çobanın mehâbetinden dolayı kendinden geçip yere düşmesi

İmam-ı Âzam -rahmetullahi aleyh- Hazretleri’nin, evliyâ-i kiram’dan İbrahim Ethem -kuddise sırruh- Hazretleri için: “Seyyidimiz, efendimiz İbrahim” buyurması; yakınlarının kendisine bu tazimin sebebini sorduklarında: “Biz ilmimizle nefsimizi düşünürüz. Onlar ise kendilerini unutup hikmetle Mevlâ’larını düşünürler.” cevabını vermesi

İmâm-ı Gazâlî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin hicri beşinci asrın en büyük âlimlerinden olmasına rağmen içindeki boşluğu dolduramadığı, nihayetinde tasavvufa yöneldiği, on yıl kadar süren bir inziva hayatına çekildiği, seyr-ü sülûk yolundaki zevki tattıktan sonra durumunu selis bir üslupla dile getirdiği

Aziz Mahmud Hüdâyî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin Allah yoluna sülûk edişi

Kerametin Kitap, Sünnet ve İcmâ ile sâbit olduğu

Zekeriya Aleyhisselâm’ın mescide her girişinde, mescidin bitişiğindeki bir odada barınan Hazret-i Meryem’in yanında kendisinin getirmediği, o bölgede o mevsimde yetişmeyen çeşit çeşit taze meyveler görmesi, bunların nereden geldiğini sorunca da: “Allah tarafından!” cevabını alması

Ashâb-ı kehf’in yıllarca mağarada kalmaları

Süleyman Aleyhisselâm Belkıs’ın tahtını kimin getireceğini maiyyetine sorduğu zaman cinlerden bir ifritin: “Sen makamından kalkmadan önce ben onu sana getiririm.” demesi, kitaptan ilmi olan Hızır Aleyhisselâm’ın ise: “Sen gözünü açıp yummadan ben onu sana getirebilirim.” demesi, Süleyman Aleyhisselâm’ın tahtı yanında yerleşivermiş görmesi

Ashâb-ı kiram’dan iki zâtın karanlık bir gecede Resulullah Aleyhisselâm’ın huzurundan ayrıldıktan sonra, birisinin bastonunun ucunun, evlerine varıncaya kadar önlerini kandil gibi aydınlattığı

Halid bin Velid -radiyallahu anh-in, kâfirlerin kibir ve inatçılığına karşı, kâmil bir iman ile okuduğu Besmele-i şerife’nin ardından hiç tereddüt etmeden bir kâse zehir içtiği halde hiç tesir etmediği

91. VAKIF SOHBETİ

Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin “Hatmü’l-evliyâ” adlı eserinde, İslâm’ın ilk devirlerinde Din-i mübin’e en büyük desteği Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh- ile Hazret-i Ömer -radiyallahu anh-in verdiğini, son devirlerinde ise ilâhî hükümleri takviye ederek Hâtem-i veli ve Hazret-i Mehdi’nin vereceğini beyan ettiği, birbirine çok benzeyen bu iki devrin seçkin öncülerini amel ve derece yönünden kıyasta bulunduğu

Hazret-i Mehdi’nin âhir zamanda geleceği, fetrette adâleti ayakta tutacağı, hiç kimsenin onu acze düşüremeyeceği

Resulullah Aleyhisselâm’ın peygamberlere bir hüccet olması gibi, Hâtem-i veli’nin de veliler üzerine Allah’ın bir hücceti olduğu

Allah-u Teâlâ’nın Ebu Bekir -radiyallahu anh-i ümmet üzerine İslâm’ın bir desteği kıldığı, Ömer -radiyallahu anh-in ise onu ziynetlendirdiği

Garipler kimlerdir?

Âyet-i kerime’de ve Hadis-i şerif’lerde geçen “Köşk ehli”nin, ümmetin evvelkilerinin içinde de, sonrakilerinin içinde de bulunacağı

“Ümmet-i Muhammed’in Rahmân’ın safveti üzere olduğu

Her asırda bulunan sâbıkların âhir zamana kadar ulaşacağı, Allah-u Teâlâ’nın kendilerine sâbıklıktan pay ayırdığı kimselerin her devirde ve zamanda onlara yetişeceği

Ebu Bekir -radiyallahu anh-in Rabb’inden elde ettiği ilim ve hâlin “Azâmet mülkü”nde, Ömer -radiyallahu anh-in hissesinin “Celâl mülkü”nde, Ali -radiyallahu anh-in Rabb’inden aldığı mânevî hissenin ise “Kuds mülkü”nde olduğu

Allah-u Teâlâ’nın Hâtem-i veli’yi getirmedikçe dünyanın yıkılmayacağı, onun ilâhî hücceti ayakta tutacağı, makâmının makamların en yakını olacağı, payının ise “Ferdiyyet” olacağı

Sâbıkların cenneti

Allah anıldığı zaman müminlerin kalplerinin titrediği

İlâhî tecelliyât kalpte olduğu zaman, terazinin onu tartamayacağı

Ona yeryüzünde: “Ey Vâhidî!” diye nidâ eden kimsenin doğru söylemiş olacağı

Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin; konuşmasını çok iyi bilen, çok derin bir âlim, Allah-u Teâlâ’nın duyurduğunu duyan ve O’nun duyurduğunu halkın anlayacağı şekile koyan bir zât olduğu

Evvelkilerle sonrakilerin birleşmesi

Hâtem-i veli’nin cihadı

Âhir zamanda Ashâb-ı kiram’dan elli kişinin sevabı kadar sevap alan zümre hakkındaki Hadis-i şerif

Ashâb-ı kiram’ın fazileti

 


Önceki Sonraki