Tasavvufun başlangıcı Resulullah Aleyhisselâm'ın ve Ashâb-ı kiram -radiyallahu anhüm- Hazerâtı'nın yaşayışlarında görülmektedir. Bazılarının zannettiği gibi Resulullah Aleyhisselâm'dan sonra başlamış olmayıp, doğrudan doğruya onun zuhuru ile zâhir olmuştur.
Kaynağı Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i şerif'lerdir.
Asr-ı saâdet'te tasavvuf adı ve mutasavvıf adı ile anılan zümre yoktu. Sufiliğin hakikati vardı, fakat adı yoktu; yaşanırdı, dâvâsı yoktu.
İslâmî ilimler ilk devirlerde bir bütündü. Tefsir, Hadis, Fıkıh, Kelâm, Tasavvuf gibi bölümlere ayrılmış değildi. Bugünkü şekliyle bir Tefsir, bir Hadis ilmi yoktu, itikadî ve fıkhî mezhepler de yoktu. Bu tasnifler daha sonraki yıllarda ortaya çıkmıştır.
Hazret-i Allah zâhirî ilimlerin öğrenilmesi için yeryüzünden âlimleri eksik etmediği gibi, bâtınî ilimleri öğretmek için de tasavvuf ehlini eksik etmemiştir.
Cenâb-ı Hakk’ın lütuf ve ihsanı, sadece ilk devirlerde bulunan müslümanlara mahsus değildir. Her devirde ilâhi ahkâma tabi olan bütün müslümanların bu gibi ilâhi inayetlerden istifade edecekleri açık bir gerçektir.
Hiç şüphe yok ki bu efdâl ümmet içinde, yağmurun toprağa düşmesi ile ölü toprağın nebat fışkırttığı gibi Hakk’ın izni ile ölmüş kalpleri diriltenler de mevcuttur. Bütün engel ve güçlüklere rağmen, yalnız Allah için mücahede ve mücadele etmektedirler.
Yayın Tarihi: 1990
Kapak: Selofanlı Bristol Karton Kapak
Kâğıt Cinsi: 70 gr. 1. Hamur Beyaz Kâğıt
Ebat: 11x16 cm
Sayfa Sayısı: 248
Ruh ve Âlem
Terbiye - Asalet - Edeb
Mürşid
Mahviyet
Rüyâ